Herkese selamlar, sevgiler
Konserler, stüdyoda geçen günler, şehir dışı seyahatler derken Filhakikat’e uzun zamandır yazmadığımı fark ettim. Olsun, burası bizim evimiz ayrı kalsak da kalpler bir. Uzatmadan konuya gireyim. Tanıyanlar bilir uzun uzun yazı yazmak değil şarkı sözü yazmak benim işim. Şarkı sözü yazmanın haricinde söz konusu yazıysa lafı dolandırmayı sevmiyorum…
Müziğin yanı sıra kokular ve parfümler hayatımda ilgimi çeken bir diğer konu. Bana sorarsanız dünyada iki şey unutulmaz: Şarkılar ve kokular. Çocukluk yıllarıma dair iki koku halen zihnimde çok net. Biri sobanın üzerinde kızaran ekmeğin kokusu diğeri de mutfakta demlenen çayın kokusu. İkisini de çok seviyorum. İkisiyle karşılaştığımda çocukluğuma geri dönüyorum. Beni geçmişe götüren parfüm ise aynı zamanda ilk satın aldığım parfüm olan Old Spice. Beni 14-15 yaşıma, ilk dinlediğim şarkılara, büyüdüğüm mahalleme götürüyor. O zamanın gerçekten anlam taşıyan bayramlarına götürüyor. Bayram sabahları heyecanla yeni kıyafetlerimizi giyinip ayakkabılarımızı temizleyip bayram gezmelerine gittiğimiz günlere… Aradan yıllar geçti uzun zamandır Old Spice alıp kullanmadım ama benim için halen en özel parfümlerden biridir. Bugüne gelecek olursak çok şükür istediğimiz parfüme ulaşıp alabiliyoruz. Kışın Dior Sauvage, Sospiro ve Azzaro kullanıyorum bir de Joop. Joop’un bende yeri ayrıdır, klasiktir. Yazın Calvin Klein Be, Bruno Banani gibi kokuları tercih ediyorum.
Parfümlerin insanların benliğiyle, karakteriyle birleştiğini düşünüyorum. Kullandığım parfümleri saydım ama herkesin tercih ettiği parfümlerden ziyade beni farklı kılacak parfümleri de fırsat buldukça deniyorum. Bu keyifli bir hobi. İnsanların kendilerini mutlu edecek bir hobisi olması güzel. Ama genel olarak anladığım kadarıyla insanlar ne popülerse onu kullanmayı tercih ediyorlar. Konserler vesilesiyle sık sık farklı şehirlere gidiyorum, havaalanına indiğim andan itibaren o şehirlerde bu durum dikkatimi çekiyor. Ne diyelim zevkler ve renkler tartışılmaz. Herkese saygımız sonsuz.
Yener Çevik