La Fann: Ayırt edici bir marka yaratmayı hedefledik

La Fann arkasında iki başarılı kadının olduğu yeni bir marka. Nil Akman ve Elif Tekgür uzun yıllardır sektör deneyimine sahip girişimci ruhlu iki arkadaş. “Kozmetik, perakende, koku alanındaki bilgi birikimlerimizi birleştirerek, büyük bir heyecanla yola çıktık” diyen ikiliyle La Fann’ın hikayesini konuştuk.

Kokulara olan ilginiz nasıl başladı?

ET: Uzun yıllar profesyonel olarak kozmetik sektöründe birlikte çalıştık. Tabi sektörün artıları, eksileri tüm dinamiklerine hakimiz. Globalde ve Türkiye’de çok fazla marka deneyimleme fırsatımız oldu. Dolayısıyla koku dünyasını yakından tanıdığımızı söyleyebilirim. Kokunun duygular, ruh hali, adaptasyon, hafıza gibi psikolojik ve hatta fiziksel açıdan kişilerle ilişkisi oldukça derin. Bunları deneyimledikçe, kendinizi bu dünyadan alamıyorsunuz. Böylelikle; uzman olduğumuz bu alan, aynı zamanda ilgi alanımız oldu. Bir de tabi ki her kadın için güzel kokmak, bakımlı ve iyi hissetmek, yaşam alanını şık ve zengin kokularla dekore etmek ilgi çekici olmuştur.

La Fann nasıl ortaya çıktı, hikayenizi bizimle paylaşır mısınız?

NA: La Fann’a hayat verirken, sadece bir parfüm ya da kozmetik markası yaratmak değil; hikayesi ve değeri olan, kalitesi ve şıklığıyla ayırt edici bir marka yaratmayı hedefledik. Türk kadını olarak bir Türk markasının globale bir değer olarak taşınmasını hayal etmek, bizi bu yolda çok yüreklendirdi. Bilgi birikimlerimizi birleştirerek, devletimizin de bu anlamda kadın girişimcilere ve ihracata olan teşviklerinden destek alarak büyük bir hayalle bu yola çıktık.

Su perisi anlamına gelen La Fann; yüzde 100 yerli sermaye ile biz kadın girişimcilerin hayallerinden ve tecrübelerinden yola çıkarak yarattığımız kişisel bakım ve koku markası olarak yaratıldı. Hayallerimiz aslında sadece kozmetik üretmek değil, kozmetik kavramını daha anlamlı hale getirmekti. Dokunduğumuz tüketicilerin geri dönüşleri bize doğru bir yolda yürüdüğümüze dair umut ışığı oluyor.

Temiz formüllerimizden, seçtiğimiz el yapımı, doğa dostu ambalaja kadar bütünsel bir kalite sunuyoruz. Yenilikçi refill projemizle, insana, hayvana, doğaya gösterdiğimiz saygıyla ve oluşturduğumuz iyilik projesi kapsamında dokunduğumuz insanlarla, hayal ettiğimiz değeri yakaladığımızı düşünüyoruz.

Bizi farklı kılan, standartların biraz daha dışına çıkarak tüketicilerimizin her birini marka elçisi olarak görmek olduğunu söyleyebiliriz. Birlikte büyümenin ve gelişmenin gücüne inanıyoruz. Dolayısıyla dokunduğumuz herkesi La Fann iyilik projesine dahil ediyoruz. Dünya genelinde alınan her bir La Fann ürününden elde edilen gelirin bir kısmını Türk Eğitim Vakfı çatısı altında bulunan aile fonumuza bağışlıyoruz. Bu proje ile ülkemizde farklı alanlarda parlamak isteyen genç kızların eğitimine destek olarak, yollarına ışık tutmaktan gurur duyuyoruz.

Nil Akman ve Elif Tekgür

Sizin parfümlerinizi henüz koklamamış birine ilk olarak hangi parfümünüzü koklamalarını önerirsiniz?

ET: Parfüm zevki son derece kişisel ve değişken. Bu zevk, günlük duygusal anlara göre dahi değişiklik gösterebilir. Hiç koku zevkini bilmediğim birinin önce yaşı, tarzı, duruşu ve tenine göre bir yönlendirme yaparım. Örneğin; Hidden Sense, Velvet Oud gibi mistik, odunsu ve baharatlı kokular daha sofistike tarzlar için çok uygun. Taptaze kokusuyla Secret Garden Parfum Intense sıcak havalarda açık ten rengine sahip kişilere göstereceğim ilk parfüm olur. Özellikle yaz aylarında Secret Garden’ı beğenmeyen pek olmuyor diyebilirim:) Buğday tenli ve kumral birine ilk Mystic Vanilla’yı koklatırım. Oryantal kokuların bu tene çok yakıştığını düşünüyorum. Ancak çoğu zaman bizi şaşırtan parfüm seçimleri olabiliyor.

NA: Herkesin kendisine ait bir kokusu var. O yüzden önce kendini iyi hissettiği kokuları öğrenirim. Baharatlı ve oryantal kokulardan hoşlanıyorsa Hidden Sense, Mystic Vanilla, odunsu ve yoğun kokulardan hoşlanıyorsa Velvet Oud koklamalarını öneririm. Taze ve ferah kokuları sevenler Lemon & Nutmeg, Mandarine & Cardamom, Secret Garden ‘ı mutlaka denemeliler. Çiçek kokularından hoşlananlar için ise Especially For You ve Spring Flower harika bir tercih.

Siz ne tarz parfümlerden hoşlanıyorsunuz?

ET: Aslında koku tercihim çok değişken olabiliyor. Rahat ve sportif giyindiğim zamanlarda turunçgiller gibi ferah ve tazeleyici notaları tercih ederim. Bu yüzden Secret Garden en çok kullandığım parfüm diyebilirim. Akşam bir yemek ya davet programım varsa, biraz daha iddialı olmayı seviyorum, bu yüzden de sıcak ve zarif kokusuyla Mystic Vanilla tercih ediyorum. Yoğun çalıştığım ve konsantrasyona ihtiyaç duyduğum anlarda da Amber & Patchouli gibi derin kokular bana çok iyi hissettiriyor.

NA: Kış aylarında Hidden Sense gibi baharatlı ve mistik kokulara dönsem de, çiçeksi parfümler her zaman favorimdir. Özellikle gül kokusu vazgeçilmezimdir. Türk güllerinin değerli özütlerini içeren Especially For You Extrait de Parfum kullandığım her an bana kadınsı ve romantik hissettiriyor. Gülün her mevsime ve günün her saatine uyum sağladığını düşünüyorum. Biliyorsunuz gül kokusu aynı zamanda frekansı en yüksek kokudur. Sevgiyi ve saflığı temsil eder. Bu yüzden Especially For You ‘nun kalp enerjimi yükselttiğine ve ruhuma iyi geldiğine inanıyorum.

Parfümün yanı sıra kolonyalı mendil, sabun, mum gibi ürünlerinizde var. Ürün çeşitliliğini genişletmeye devam edecek misiniz?

ET: Yaratılışından itibaren markamızı ulaşılabilir lüks olarak konumlandırmayı hedeflerken, aynı zamanda kaliteden ödün vermemeye özen gösterdik. Dolayısı ile ilk etapta ürün gamımızın, kalitesinden emin olduğumuz dört ana kategoriden oluştuğunu söyleyebiliriz. Yoğun kalıcılıkta parfümler, yüzde 80 doğal alkol içeren hijyenik kolonyalar, yüzde 100 doğal bazlı kokulu mumlar, sektörde öncü olacağına inandığımız uzun süre kalıcı çubuklu oda kokuları ve özellikle pandemi ile birlikte kullanımı yalnızca ülkemizde değil globalde de artan antiseptik özellikli kolonyalı mendiller. Çok yakın zamanda, koleksiyonumuzu kişisel bakım dediğimiz sıvı sabunlar, duş jelleri, geleneksel katı sabunlar ile zenginleştirerek banyo&duş kategorisine de giriş yaptık. Yaratıcı ve yenilikçi bir ekibiz. Sürekli farklı fikirlere heyecan duyuyoruz. Bu yüzden de birçok ürün ve proje gelişim sürecinde olduğunu belirtebiliriz. Özel dönemsel şık ürünler, yaşam alanınız ve sizin için yeni koku kreasyonları, aynı zamanda da otel, restoran ve kafe grubuna yönelik ürünlerin ‘araştırma ve geliştirme’ süreci devam ediyor.

Türkiye’de bir parfüm markası olarak var olmak özellikle de ilk başta hiç de kolay değil. Siz ne gibi zorluklar yaşadınız?

NA: Her şeyden önce değeri olan bir marka yaratmanın, sıfırdan bir yola çıkmanın, cesur olmayı gerektiren bir karar olduğuna hem fikiriz. Her bir koku, ambalaj, formül ya da bir paketleme materyali çok özenli, çok detaylı ve kaliteli olmak zorunda. İçimize sinmeyen hiçbir şey marka çatısı altında var olmuyor. Bu da tabi ki çok zorlayıcı bir süreç. Özellikle koku çok subjektif. Bir kokuya karar verirken, çok aşamalı süreçlerden geçtiğimizi belirtmeliyim. Kaliteyi sürdürülebilir kılmak da ayrı bir önemli süreç. Ürünün içeriğinden, ambalajına kadar her bir detayın marka değerlerimize uygun olduğuna hem fikir olmamız gerekir. Araştırma ve geliştirme süreçleri işimizin en zor süreci olduğunu söyleyebilirim. Sonrasında markanın ruhunu aktarabilmek, bizim için keyifli anlardan. Geldiğimiz noktada; marka elçilerimize Aqua Florya ve Brandroom Emaar Square Mall içinde konumlanan mağazalarımızda yakından dokunabiliyoruz. Bununla birlikte; online kanalda da lafann.com adresi üzerinden ürünlerimize ulaşabilirler.