Bir Azerbaycan rüzgarı: Mugham

Bugünkü yazımızın konuğu 2019 yılında kurulan Azerbaycan’ın ilk parfüm markası olan Maison Mugham. İsterseniz öncelikle markadan ve hikayesinden bahsedelim. “Mugham” Azerbaycan muğamı olaran da bilinen Azerbaycan halk müziğine verilen isim oluyor. Markanın kurucusu Eliza Ahundova çalışmalarındaki her şeyin Azerbaycan dna’sı taşıdığını söylüyor. Mesela markanın logosuna baktığımızda Sovyetler Birliği kiril alfabesini tanıtmadan önce Azerbaycan dilinin arap harfleriyle yazıldığı beşinci yüzyılı çağrıştıran Arap kaligrafisinin noktalarını içeriyor. Parfümlerine verdikleri isimlerde Mugham’ın yedi hali olan Humayun, Segah, Chahargah, Shur, Bayati-Shiraz, Shushtar, ve Rast. Parfümlere gelecek olursak ;

HUMAYUN: Humayun saf bir pembe gül parfümü arkadaşlar. Yumuşacık kimseyi rahatsız etmeden kokuyor. Üst notalardaki pembe gül hakimiyetinden sonra orta notalarda yasemin ve vanilya da hissediliyor. Sıkıldıktan sonra tene çabuk yaklaşan bir parfüm bu yüzden gün içinde tazelemek gerekebilir. Kadın kullanımına daha uygun.

SHUSHTAR: Serideki en gurme parfüm Shushtar. Notalarına baktığımızda tarçın, rom, karamel, bal, tonka fasulyesi, tütün, vanilya gibi içinde bulundukları parfüme hakim olan notalar var. Parfüm açılışından itibaren korkulduğu gibi yapış yapış bir tatlılığa sahip değil, daha çok hissedilen notalar tarçın rom ve tütün. Bu kadar agresif notaların kullanıldığı bir parfümün vurucu olmaması da ilginç.

SEGAH: Yasemin ve amberli sert bir açılıştan sonra çabuk kabuğuna çekilip yoluna paçuli ve misk ile devam eden parfüm daha çok kadınlara hitap ediyor. Aldehitin bol kullanıldığı eski kadın parfümlerini andırıyor. Evet Segah’da serinin genelinde olduğu gibi kadınlara hitap eden bir parfüm olmuş. Dört mevsim kullanılabilir.

BAYATİ SHİRAZ: Başta şeftali olmak üzere kırmızı meyvelerle birlikte tatlı bir açılışı var Bayati Shiraz’ın. Yine feminen bir parfümle karşı karşıyayız. Bir süre sonra vanilyanın da eklenmesiyle tatlı parfümleri seven hanımları mutlu edecek bir parfüm çıkıyor ortaya. Performans olarak diğerlerinden bir tık iyi diyebilirim.

SHUR: Greyfurt ve biberle güzel ve maskülen bir başlangıç yapıyor Shur. Orta notalardaki gül ve safran kullanımı neyse ki arabik parfümler gibi burun tırmalayan bir yapıda değil. Hatta gül değil de safran ve misk daha baskın hissediliyor. Diğer parfümlere göre daha az tatlı ve maskülen havasıyla en beğendiğim parfüm bu oldu diyebilirim. Performans olarak da fena değil, yaz mevsimi hariç üç mevsim rahatlıkla kullanılır.

1752: Bu parfümü yeni çıktığı için henüz deneme şansımız olmasa da hikayesinden bahsedelim. Parfüm ismini Azerbaycan’ın kültür başkenti olan Şuşa şehrinin kuruluş yılından alıyor. Parfümün ortaya çıkış nedeni ise 30 yıllık düşman işgalinden kurtuluşunu kutlamakmış. Parfümde kullanılan bazı notalar ise sadece Şuşa şehrinde yetişen bir çiçek çeşidi olan hari bülbül, peygamber çiçeği ve kardelen.

Parfümler hakkında genel görüşüme gelirsek aralarında fark yaratan wow denecek kadar etkileyici bir parfüm yok. Fakat başlangıç için fena değiller diyebilirim. Parfüm kullanıcılarının en çok dikkat ettiği şey olan performans olayını daha dikkate alıp şişelerine daha çok özen gösterirlerse bu piyasada tutunabilirler bence.

Adem Erbay