Çocukluk yıllarımda kolonya ile ilişkim günümüz gençlerinin ikili ilişkiler için kullandığı “Complicated” kelimesi ile açıklanabilir. Portakal-Limon bahçelerinin sardığı bir evde büyüdüm. Limon ve portakal çiçeklerinin kokusu, tırnaklarımızı geçirerek soyduğumuz portakal ve mandalinanın etrafa minik bombalar gibi sıçrayan kabuk yağının rahiyası, köpeklerden kaçmak için tırmandığımız bodur limon ve portakal ağaçlarının dallarını tutarken avcumuzda ezilen yapraklarının kokusu ile günlük hayatımızın fazlasıyla içindeydi. Ancak kolonya ile temasımız büyük oranda 2 durumda gerçekleşiyordu. İlki, her hafta yaralanan kol, bacak, ayak, el yaralarımızın üstüne büyüklerimiz tarafından dökülmesi ve misafir geldiğinde çıkartılıp sırayla herkesin eline bol bol döküldüğü anlarda. Adana’nın sıcak yaz aylarında, buzdolabından çıkan kolonyanın yarattığı etki ise ancak “mucize” olarak adlandırılabilir. Kolonya ile temasımızın bir diğer noktası ise şişe boşaldığında başlardı. Boş cam şişeyi avuçlarımızda sıkı sıkı tutarak mahallenin ana caddeye bağlandığı köşede yer alan “tuhafiye” ye giderek doldurturduk. O dev cam fanustan pompalanarak şişeye dolan kolonyayı izlemek harika bir deneyimdi. O zamanlar o işi ben yapmak istemişimdir ama buna hiçbir zaman izin vermediler. Limon kolonyasının yanında başka kolonyalarda olurdu ama evden sıkı sıkı “Limon kolonyası alacaksın” diye tembih edildiği için onları deneme fırsatım pek olmazdı. Ancak ilk defa dedemin gittiği kahvehane de onunla tanıştığımda şaşkınlığım tavan yapmıştı. Ferah ama yoğundu, çok farklıydı. Sanki çocuklara yasak olan şeylerin arasından geliyordu. Daha sonraları eve gelen hediye bir tütün kolonyasını tek kullanan ben olmuştum. Annem onun kokusunu sevmezdi ve kullanmamızı istemezdi. Ben ise onu kullanıp sokağa koşardım. Sanki onunla çocuk olmaktan çıkıyordum. Büyük adam havalarında geziyordum.
Aradan yıllar geçti ve tütün parfümleri doğal olarak ilgi alanımda kaldı. Yaz aylarında kullanımı zor olan “kıymetlilerim”, havaların soğuduğu şu günlerde yine yaz uykusundan kalkıp rafta en ön sıralara dizildiler. Parfüm zevk meselesi ve zevklerin beslendiği kaynaklar hepimizde farklı. Benim tütün parfümlerinde beğeni kriterlerim çocukluğum, sigara içmeye başladığım yıllar, yıllarca çalıştığım gazetenin karşısındaki tütün deposundan yayılan koku, burnuna tütün tozu çeken dedeler, sınıf atladığını düşünerek puro içen yeni dönem “Yalancı Burjuvalar”, keçi sakalı ile piposunu sürekli yanında gezdiren üniversite hocamdan besleniyor. Sürekli Bitlis tütünü sararak içen komşumuz, nemli olduğu için üniversitede kalorifer peteklerinin üstünde kuruttuğumuz Maltepe, Samsun ve Bitlis sigaralarının yaydığı kokular, Birinci sigarasının filtresiz kısmından ağzımıza kaçan tütün parçalarının tadından, Meltem sigarasının boğazımızı yakan mentol-tütün karışımı kokusundan, İzmir Kordon, Pasaport’ta dev cüsseli amcaların içtiği nargileden, beş yılda bir temizlenip boyanan kasvetli küçük kahvehane duvarlarından besleniyor…
Favori Tütün Temalı Parfümlerim…
1- CREED – TABAROME ” RAFİNE TÜTÜN PARFÜMÜ BENİM”
Tabarome zihnimde “tütün ve kalite” ikilisini bir arada tutan en başarılı parfüm. Genel anlamda bilinen tütün kokusuna uzak biraz. Sanki tütünün içinden en iyi kısmı alınmış gibi. Biraz eski havası var ama bunun nedeninin sandal ve deri olduğunu düşünüyorum. Ekose takım elbise giyen orta yaşlı İngiliz havasında bir parfüm. Ancak kalite hissi ve vurgusu yüksek. Her yıl mutlaka Ocak-Şubat aylarında keyifle kullanırım. Her zaman keşke biraz daha kuvvetli olsa dediğim parfümlerden.
2- ORMONDE JAYNE – MONTABACO ” BAYRAĞI TABAROME’DEN ALDIM”
Montabaco benim için Tabarome’nin güncelleme almış hali. Daha rafine daha güncel ve tabii ki daha kuvvetli. Aynen Tabarome’de olduğu gibi Montabaco’da tütünün en iyi tarafını almış parfümlerden. Kalite konusunda eksiği yok. Çiçek ve Iso E Super dokunuşu ile daha net bir parfüm.
3- XERJOFF- COMANDANTE ” İŞÇİ SINIFI KALİTELİ TÜTÜN İÇEMEZ Mİ?”
Açık ara en çok sevdiğim tütün parfümü. Yumuşak ama yoğun, tatlı ama kararında, genç ama görmüş geçirmiş bir tütün parfümü. Tütün ilk bir saatin sonunda iyice arka plana çekiliyor ve “spicy notes” olarak tanımlanan muhteşem nota sazı eline alıyor. Bağırmıyor ama yolda da bırakmıyor. Eski şişeler daha kuvvetliydi ama yenileri sanki daha keyifli. Meyve ve çiçek kokularının el üstünde tuttuğu tütün her ortam için uygun. Kullanım konusunda en geniş yaş aralığına sahip parfümün bu olduğunu düşünüyorum.
4 – AMOUAGE – JOURNEY ” MAKYAJLI TÜTÜN “
İlk çıktığı hafta Katar’dan almıştım. Halen keyifle kullanırım. Ancak her kullandığımda tütünün Sichuan Biberi ve Cypriol Yağı ile ağır makyajlandığını düşünürüm. Bunu kötü anlamda söylemiyorum. Harika şekilde harmanlandığı açık ama tütün sanki bu ikilinin arasına sıkışmış. Tütsü ile biraz oryantal havası var ama kararında kalmış. Kalıcılığı harika, tam kararında. Biraz daha güçlü olsa kullanımı zor olurdu. Tabarome ve Montobaco’ya oranla daha dikkat çekici. Ancak tabii ki Amouage gibi bir markadan daha iyisini beklerdim.
5 – XERJOFF – XJ 1861 NAXOS ” ŞEKERLİ PARFÜMLERİN KRALI “
Eğer tütün-şeker-vanilya karışımlarını seviyorsanız en iyisi bu. Pure Havane ve Tobacco Vanille’ye tepeden bakan bir parfüm. Tütün daha belirgin ve kuvvetli. Şeker ve tatlılık hissi tam sınırda. Biraz daha fazlası bunaltıcı olabilirdi. Oldukça güçlü olduğu için kalite hissi burada biraz “lüks” diyebileceğim havaya yaklaşmış. Genç işi değil ve daha çok 40 yaş üstüne yakışacağını düşünüyorum. Markanın listesinde lavanta ve yasemin görünüyor ama ben bunları pek alamıyorum çünkü tarçın buna izin vermiyor. Kış aylarında takım elbise ile kullanmayı sevdiğim parfümlerden.
6 – TOM FORD – TOBACCO VANİLLE ” ÇIĞIR AÇTIM AMA POPÜLERLİK BENI SIRADANLAŞTIRDI “
Koleksiyonumda sürekli bulundurduğum ama Aventus’un ardından belki de en çok replikası yapılan parfüm olduğu için fazlasıyla sıradan hale geldi. Popüler olandan kaçma gibi bir takıntım yok ancak çok fazla kullanıldığı ve çoğunlukla yanlış kullanıldığı için (yaz aylarında kullanan embesiller) bende biraz tepki oluştu. Tüm bu tartışmalı ve kaotik durumuna rağmen son derece başarılı bir parfüm olduğunu kabul etmeliyim. Son derece kuvvetli ve etkili. Replikalara daha negatif bakmama neden olmuştur. Çünkü her ne kadar orijinaline yaklaşanlar olsa da taklitlerinin verdiği o ucuzluk hissi özellikle bu parfümde çok bariz hissediliyor. Tütün, kakao ve vanilyanın harika dansı diyebilirim.
7 – THE MERCHANT OF VENICE – ARABESQUE ” TARÇIN-ERİK SOSU İLE YAPILMIŞ TÜTÜN PASTASI”
Arabesque özellikle aramadığım ama raf içinde gözüme çarptığında (şişesi mutlaka sizi çekecek) alıp kullandığım parfümlerden. Kaliteli iyi bir harman olduğu açık ve erik notası ile diğer arkadaşlardan ayrışıyor. Güçlü sayılmaz hatta zayıf tarafa daha yakın ama ilk yarım saat bunu hissettirmiyor. Çok sık Naxos ile karıştırılıyor ama bence yanlış bir benzetme. Naxos’un dünyasına en yaklaştığı an ilk 15 dakika. Sonrasında erik ile maçı idare ediyor. Beğeniyorum, seviyorum ama bittiğinde tekrar alacağımı sanmıyorum.
8 – S. T. DUPONT – PERFECT TOBACCO ” GÖZDEN UZAK KALİTE “
Aslında Dupont’un birçok parfümü hak ettiği değeri görmüyor. Bu biraz marka politikası biraz da dağıtım ağı ile ilgili. Perfect Tobacco her ne kadar “perfect” olmasa da “oldukça başarılı” bir parfüm. Özellikle fiyat-performans ikilisini düşünürsek. Hafif bir gül-oud dokunuşu onu farklılaştırmış. Bu dokunuş onu biraz oryantal yapmış ama kararında yani “arap parfümü” demek zor. Kalıcılığı ve gücü yerinde. Bir TV yada Naxos değil ama kullanıcısını üzecek noktada değil.
9- MANCERA – RED TOBACCO ” BENİM ROL MODELİM COMANDANTE VE TABACCO VANILLE’İ DÖVERİM “
Son yılların popüler tütün parfümü Red Tobacco aslında Comandante genlerine sahip bir Tabacco Vanille avcısı. Şekerli havaya biraz meyve dokunuşu ile oldukça keyifli hale gelmiş. Popüler olabilecek her türlü özelliğe sahip. Şekerli, vanilya, meyve, tütün, sandal ve amber var. Tam genç işi. Sevdiğim ama eksikliğini hissetmeyeceğim bir parfüm. Güçlü ve gürültücü.
10 – GIVENCHY – ENFLAMME ” MODERN TÜTÜN “
Son yıllarda elektronik sigaralar popüler oldu. Bunların garip garip (mango-ananas-çilek) aromalıları var. Pek popüler olmasa da tütün aromalıları var. Enflamme tam da bunların havasında. Sanki gerçek bir tütün değil. Ama yine de harika kokuyor. Bildiğimiz tütünlerden değil. Vanilya diğer tütün parfümlerinde olduğu gibi ön planda değil. Kahve değil ama kakaosu yoğun bir pasta kokusu alıyorum. Kalıcılığı daha iyi olabilirdi. Enflamme’yi geçen hafta Orto Parisi-Boccanera ile birlikte kullandım ve muhteşem oldu. Aklınızda olsun…
İsmail Kızılbay