İnternet artık çatışmanın olmadığı bir mekan; çünkü hafıza diye bir şey kalmadı. Bakmayın siz internet alemlerinde herkesin birbirine laflar hazırladığına, internette bir gün Fazıl Say’ı sahiplenebilir, ertesi gün Müslüm Gürses için karalar bağlayabilirsiniz, bu da bir çelişki olmaz, çünkü kimse hatırlamaz, siz bile hatırlamazsınız. Hayatın cilvesine bakın ki, yüksek kültürün temsilcisi Fazıl Say arabeski hakir görürken, Müslüm Gürses’in son albümlerindeki çizgisi için “neredeyse Türkçe Leonard Cohen” denebilir. Tabii bunlara şükretmek gerekiyor: Bunlar da olmasa biz faniler dünyanın değiştiğini ve saçmalaştığını nasıl anlayacağız?
İnternet karakterleşmiş bir kayıtsızlıktan ibaret olabilir; ancak bütün bir her şeyin yan yana gelebilir olmasından da taşan bir şey var. Müslüm Gürses, orta sınıflaşmış ve kapitalistleşmiş bir imaj olarak hayatına veda etti ve gazetelerin manşetlerinde kendisine itibar teveccüh edildi. Peki ya dinleyenleri, “oldschool” hayranları, şu kendini keserek stres atanlar, onlara ne oldu? Evlenip çoluk çocuğa karıştılar ve TOKİ’den bir ömür ödenecek ev taksitlerine mi girdiler?
Bilemem, ama cihan-ı viranede bir gulyabani seyreylemekte: Arabesk rap. Bir yerlerde, birtakım gençler ucuz teknolojilerle esrarlı haplı şarkılar besteleyip mezarlıklarda klipler çekiyorlar. Koyu tenli, sık saçlı ve umutsuzlar. Müslüm Gürses de bir yerinden edilmişliğin sesiydi, hakkındaki efsaneler de pek amansızdı: “Yıkılsın camiler, açılsın meyhaneler” diye albümü varmış da toplatılmış. Zatı şahanesinin nezdinde arabeskin dönüşümüne ve entegrasyonuna şahit olduk, ama çatışma devam ediyor. Müslüm Gürses ve Fazıl Say, internette aynı anda övülebilir ve sevilebilir ikonlar olsa da, iyi aileler çocuklarının arabesk rapçilerle arkadaş olmasından korkuyor.
Müslüm Gürses, bizlere “Nilüfer” gibi hitler bıraktı, ama “Evlat”ı söyleyen de o. “Hayat Berbat” gibi bir yorumu var; ama “Haydar Haydar”ı da söyledi. Arabesk ise, yaşamaya, herkese kafa karıştırıcı sorular sormaya, mutluları huzursuz etmeye, mutsuzların ömrünü uzatmaya devam ediyor; çünkü şarkı söyleyebiliyorsan ölmemişsin demektir. Arabesk bizlere çatışmanın hala hayatın kenarlarında değil, ta kalbinde, çıplak ve amansız olduğunu gösteriyor.
Musa Acar