Ve Ece tekrar Filhakikat sahnesinde yerini alır,
Herkese yılın ilk günlerinden merhabalar!
Tasarımcıların parfüm koleksiyonları içerisinde benimle biraz olsun bu güzel keyif üzerine konuşmuş olanlar bilirler, Maison Christian Dior her zaman farklı bir yerdedir. Tasarımcılar içerisinde belki de en uzak olduğum marka, Christian Dior ile rekabeti fazlasıyla bilinen Chanel idi. İdi diyorum çünkü son bir aydır, Les Exclusifs de Chanel adıyla anılan bu koleksiyonla tabiri caizse sabah akşam bir aradayım.
Yanlış anlaşılmalara mahal vermemek adına şunu eklemek istiyorum, Sycomore bu koleksiyondan ilk keşfimdi. Öyle ki en sevdiğim vetiver yorumlarından biri olan bu parfüm bile beni koleksiyona daha yakın adımlar atmaya ikna edememişti. Chanel ile geçmişimiz ise ilk çocukluk hatıralarıma kadar gidiyor, annemin ilk hatırladığım parfümlerinden biri No. 5 iken bu mesafemi de “Annemin Parfümü” diyerek hep perçinlemiştim. Aralık ayına girişim ile beraber sırasıyla koleksiyonuma “Bois des Iles”, “Cuir de Russie” ve “No.22” eklendi. 1926, 1924 ve 1922 yılında piyasaya sürüldüğü düşünüldüğünde konuya ne kadar geç vakıf olduğumu zihninizde daha iyi canlandıracağımı düşünüyorum.
Sevgili Filhakikat okuyucuları, bendeniz bu üç parfüme burada da yer vermem sebebiyle anlayabileceğiniz üzere tutuldum. Öncelikle söylemem lazım, favorim Cuir de Russie.. Huş ağacı ve tütünün deriyi ön plana çıkarmak için çabası hissedilirken açılışta yoğun şekilde hissedilen ylang ylang, aldehitler ve narenciye hissiyatını pekiştiren bergamot ve portakal çiçeği kısa bir süre sonra deriyle kusursuz diyebileceğim, oldukça yumuşak ama hissedilir bir yorum içinde.
Bois des Iles, ismiyle de paralel şekilde sandal ağacı ve reçinelerin ylang ylang ve şam gülü ile ahenk içinde olduğu, Chanel’in imza diyebileceğimiz o aldehitlerinin açılışta yorucu hissedildiği ancak kısa süre sonra sakinleştiği, Samsara benzetmelerine sıkça maruz kalan parfümlerden biri. Samsara’ya benzetmekle beraber ondan çok daha fazlasını sunduğunu düşünüyorum Bois des Iles’in.
No. 22, Chanel No.5’ten tam bir yıl sonra piyasaya sürülen onun gölgesinde kalmış olmasına rağmen çok daha fazlasını hissettiren parfümlerden biri. Müge ve aldehitler yine ylang ylang ile keskin açılış yaparken aldehitlerin keskinliğinin yerini yaseminden ve gülden gelen tatlı çiçeksilik alıyor.
Les Exclusifs de Chanel, Chanel’in klasik aldehitleri ile uzun zamandır sürdürdüğü istikrarlı parfüm yaklaşımını bu koleksiyonda da devam ettirdiğini hissettiriyor. Beni de gelecekte deneyeceğim yeni Chanel parfümlerinin heyecanı sarıyor.
Ece Erpek