Daha önce Suleko’nun Albho isimli parfümünü yorumlamıştım. Bugünde sizlere bu markanın yine sanat ve hikaye tabanlı şaheseri ve en beğendiğim parfümü Baba Yaga’yı anlatmak istiyorum.
Eski Rus peri masallarında karanlık ormanda yaşayan ve çocukları yakalayıp, onları yiyen korkutucu bir cadıdan bir gün yakaladığı çocuğun onu öldürerek kaçması üzerine kurulmuş parfüm başlangıçta çok hafiften narenciye ile başlıyor. Hikayesinden yola çıkarsak burada çocuğun Baba Yaga’ya yakalanmadan önce mutlu ve huzurlu olarak gezintiye çıkması bölümü diyebiliriz. Çok kısa süreli devreye giren sıcak baharatlar kötüye gidişin habercisi gibi.. Hızlıca devreye giren hafif hayvansal deri, dumansı paçuli ile parfüm aslında kalp notasına hızlı bir geçiş yapıyor. Bu kısımda gezinti sırasında karanlık ormana giren ve Baba Yaga ya çocuğun yakalanması verilmiş.
Çok hızlı şekilde kalp notasına geçen parfümün dumansı karanlık hissine dahil olan ardıç buruk bir müdahalede bulununca iyice kasvetli bir parfüm çıkıyor ortaya. Dip notalarda çok hafif çiçeksi bir his ve narenciyelerin tekrar devreye girmesiyle ferahlayan parfümde masalın sonunda çocuğun cadıyı öldürmesi ve karanlık ormandan kurtuluşu verilmek istenmiş. Genel olarak bir parfümün hem sanatsal hemde beğenisinin yüksek olabileceğinin en iyi örneği…Yayılım ve kalıcılıkta çok başarılı olan bir parfümden daha ne isteyebilir ki insan. Çok beğendiğim ve kesinlike tavsiye edeceğim bir koku.
Parfümör: Cecile Zarokian
Kullanım: Sonbahar-Kış
Puanım: 10/10
Cüneyt Akçetin