Burası İstanbul: Benim şehrim, benim manzaram!

filhakikat-Burası İstanbul Benim şehrim, benim manzaram!

“Burası İstanbul” diyorum… Şehir onların, Yarım Ada’nın silüeti sırf onlar mutlu olsun diye öyle. Büyükada’da bisiklete binmek, onlar eğlensin diye modern zaman insanının en iyilerinde. Onlar yazı yazsınlar diye denizde yunuslar var bu şehirde. Kapalı Çarşı’nın arka yokuşlarındaki derici amcalar, sokaktaki kediler köpekler, hep onlar gülümsesin diye yıllardır aynı şekilde yaşıyorlar…

“Burası İstanbul”! Onların şehri, onların manzarası.

Oysa İzmir de onlarındı. Bazen Konya. Marmaris, örneğin? Neden olmasın? Silifke? Olamaz mı, olabilir… Belki çocukluklarını özlemişlerdir…

Şimdi yirmili yaşlarının başındalar. Büyük umutlarla geldikleri, bir maceraya atılır gibi atıldıkları şehri: yalnızca kendi gözlerinden hissediyorlar. Ben, benim gördüğümü aktarma çabasındayım. En sevdikleri, en sevmedikleri, en pislikleri, en varları, en yokları, en başarılısı, en yaralısı bu şehirde. Omuz omuza yaşıyoruz onlarla. Ağaçları öpmek gibi, bir bok böceğini bok yuvarlarken izlemek gibi… Kendi ellerinle yemek yapman gibi, nasıl anlatsam? Bi’ taşı cama atıp azar işitmek gibi. İşte “an”ı, fotoğrafa aktarmaktaki niyetim de bu. Ben böyle görüyorum bak, böyle hissediyorum. Burada o uçağa bakıyorum ama aslında çay içiyorum. Burası İstanbul, milyonlarımızı kazıdı ellerine, bak Salacak orada, şurada oturup izleyebilirsin. Çünkü burası, senin de şehrin… Belki çok âşıksın bu kente, belki nefret ediyorsun buradan. İşini sevmiyorsun belki, hayatın çok kötü… Herkes seni çok üzüyor, sevdiğin seni sevmiyor. Ofiste kafayı yedin, tiyatrodan para kazanamıyorsun. Okulun bitmek bilmiyor, bazen kendini hiç gibi hissediyorsun… O zaman derin bir nefes al da izle…

filhakikat-Burası İstanbul Benim şehrim, benim manzaram!2

Kahveyi  taşırmak gibi, bavula eşya sığdıramamak gibi, özlemek gibi, sokak köpeğiyle göz göze gelmek gibi, aldatılmak gibi, arkadaşlarla buluşman gibi, günün ilk sigarası gibi, aynada kendini seyretmek gibi, yeni bi’ saat almak gibi, eve yoğurt götürmek gibi, annenin seni özlemesi gibi yaşıyorsan bu şehirde, bu şehir senin…

Seni sevmiyor gibi olsa da, bakkala diye çıkıp geri dönmeyen babayı oynasa da, seni duvarlara çarpa çarpa büyütse de: “Burası İstanbul! Senin şehrin, senin manzaran”…

Şehre “instagram”dan bakmak için link:

http://instagram.com/burasistanbul

Ezgi Gizem Gülümser