Armani Prive serisine kısaca bir göz atalım dedik…
Rouge Malachite
Dominique Ropion’un “Yasemin devrimi” yaptığı sade ama kompleks karışım Alien ve yıllar sonra imzasını attığı günümüzün hit ve bence ( kült ) tatlı çiçeklerin en güzel hallerinden biri olan Supreme Bouquet. Alien’ı çekici nüanslarıyla, Supreme Bouquet’i genel beğeniye uygunluğu ve iltifat bombası oluşuyla tanıyoruz. Rouge Malachite benim için bu iki parfümün karışımı. İki parfümün bütün eksiklerinin artıya çevrildiği dolgun ve pürüzsüz bir karışım elde edildiğini düşünüyorum. Tatlı çiçeklerden hoşlananların kesinlikle denemesi gereken bir iş. Tam bir joker. Tek üzücü yanı performansı…
Vert Malachite
Germaine Cellier’in 1948’den günümüze kadar hala benzerleri üretilen beyaz çiçekli klasiği Fracas’ın vanilyayla yumuşatıldığı hali diyebilirim. Vert Malachite bir vanilya parfümü asla değil. Yine Supreme Bouquet’e göz kırpan yönlere sahip. Çiçekler vanilyayı baya baskılıyor. Pürüzsüz ve dolgun hava yine hakim. Fracas’a bu yönünün benzememesini çok seviyorum. (Fracas fazla dozajlanırsa fena şekilde boğaz yakıyor) Performansı ise tatmin edici.
Blue Lazuli
Serinin en masküleni diyebilirim. Başta yoğun bir Kakule var. Ama bu maskülen hava hızlı şekilde gidiyor. Bal, erik, tütün üçlüsü tatlı ve dumanlı bir his veriyor. Defalarca denememe rağmen en uzak hissettiğim o, seveni çok. Tende dönüşümünü koklamak çok keyifli ama.
Bleu Turquoise
Tuz ve vanilyayla inanılmaz güzel bir kombinasyon yakalanmış. Bence nota dökümüne yansımayan sucul bir hava da var. Bir ara gerçekten sahil gibi kokuyorsunuz. Isındıkça tuzlu vanilya kendini inanılmaz gösteriyor. Giderek yumuşuyor ben gizli bir kremsi hava alıyorum nedense.. Bence maskülen tarafa biraz yakın. Çok dozajlandığında boğucu olabiliyor. Performansı sucul ve tuzlu parfümlere nazaran çok çok daha iyi.
Yahya Türkmen