Amouage gerek kompozisyonları gerek kullandığı içeriklerin kalitesi ve yoğunluğuyla en sevdiğim parfüm evlerinin başında yer alıyor. 2012 yılında parfümör Karine Vinchon Spehner tarafından yaratılan Interlude Woman da yine hayal kırıklığına uğratmayan ve çok iyi harmanlanmış, zengin bir çalışma.
Benim deneyimimde başrolde tütsüden gelen dumansı hava olmakla birlikte, ölmez otu, reçineler, meyveler, ve deri parfümün gövdesini oluşturuyor. Interlude aynı zamanda ilginç ve katmanlı bir çalışma. Koku tendeki yolculuğu boyunca değişimlere uğruyor. Ölmezotunun bitkisel, sütü andıran ama bana bir miktar kuru gelen kokusu ile reçineler ve balın birleşmesiyle tatlılık her aşamada belirgin. Bununla beraber bu tatlılık kivinin etkisiyle ekşi tatlı meyvelerle ve dumansı bir havayla daha mistik bir halde. Evet Interlude’u bir kelime ile tanımla diyecek olursanız, bu mistik olacaktır. Bu parfüm iltifatları toplatacak ve kendini sorduracak bir parfüm değil. Bizzat aldığım geri dönüş, terkedilmiş ahşap bir köşk gibi koktuğu olmuştu.
Gelgelelim bu yoğun ve gösterişli kompozisyon kendi adıma adeta bir zaman makinesi. Kokusunu duyduğum anda beni çocukluğumun Moda’sında çok net bir adrese götürüyor; Moda’da yaşayanların Ayazma olarak bildiği Aya Ekaterini Kilisesine. Çocukluğumda semtte yaşayanların dileklerini gerçekleştirmek için mumlar yaktığı ve kapısından itibaren o dumanlı, tütsülü ve rutubetli kokunun hafızanıza kazındığı gizli sığınak. Koço balıkçısının hemen yanından hatta neredeyse içinden geçip merdivenleri indiğinizde karşınıza çıkan ve bu sebeple de nevi şahsına münhasır olan Ayazma adeta zamandan ve kalabalıktan saklanmak ister gibi hala orada bilenlerini bekliyor.
Meltem Taftalı