Heja: kameraya oynamıyoruz

Yıllardır “Türkçe rap artık patlama yapacak” diye söylenir durur… Galiba artık o yılları yaşıyoruz. Arabalarda underground rapçilerin şarkılarının sesleri yükseliyor, sponsorlar onların peşinde… Rap konserleri sadece büyük şehirlerde değil, pek çok ilde ilgi görüyor. Heja Dindar da müzik yolculuğunda ağır ama emin adımlarla ilerleyen, ödün vermeyen isimlerden biri…

AMBİYANS BENİ ATEŞLEDİ!

Bildiğini okuyan, efendi, saygılı, güler yüzlü ama söz konusu müzik olduğunda tarzından taviz vermeyenlerden… Yıllardır yerli rap piyasasında pek çok konserde sahne alan çeşitli müzisyenlerle sayısız projede yer alan Heja, oldukça genç bir isim. Çocuk yaştan itibaren hayatının baş köşesinde hep müzik olmuş. “Rap dinliyordum ama 2001 yılında Bakırköy’de Ceza’nın konserine gitmem ve oradaki ambiyansı görmem bu işi yapma isteğimi ateşledi. O konserde Fuat Ergin, Sagopa Kajmer gibi isimler de vardı. Oradaki enerji muhteşemdi…” Rap müzik yapmaya ise başarılı rapçi Sansar’ın desteğiyle başlamış. O günleri şöyle anlatıyor Heja, “Onunla tanıştıktan kısa bir süre sonra beni ‘Seninle bir şey konuşmak istiyorum’ diyerek çağırdı ve back vokali olmamı istedi. Bende kabul ettim.” Sansar’ın desteğiyle 2006 yılında Türkçe rap sahnesine adım atan genç rapçi, o zamandan beri bu işin içinde ve aradan geçen yıllar ona çok şey kattı, tarzını geliştirdi. Bu yılın ilk çeyreği bandrollü albümünü yayınlayacak olan grubu İstanbul Trip’deki performansı da bunun en büyük kanıtı. Heja’yla oluşan 7 kişilik İstanbul Trip’de yer alan isimler; “No1”, “Monoman”, “Xir”, “Maestro”, “Şam” ve “Ashoo” da solo olarak ortaya koydukları işlerle insanların beğenisini kazanan müzisyenler… 7 adamın nasıl anlaştığı, müzikal konularda nasıl karar verdiklerini Heja şu sözlerle anlatıyor, “Sanki hiçbirimiz birbirimizle anlaşamıyoruz ama merkez noktasında müzik olduğu için muhteşem bir şekilde iletişim kuruyoruz. Mesela Şamil’le müzik zevklerimiz farklılık gösterir, anlaşamayız: artı ve eksi gibiyiz. Onun ve benim dinlediklerimiz tamamen bambaşka… Ama protest kafa anlamında ikimiz de aynıyız. Müzik sayesinde orta noktada buluşuyoruz. Ve dışarıdan baktığımda iyi bu grubun içindeyim diyorum. Bu grupta olmasaydım ve bu grubu görseydim hem kıskanırdım hem de bir şekilde bu adamlarla derdim olsun istemez, korkardım.” Yeni albümlerini insanlarla bir an önce buluşturmak isteyen topluluk, şarkıların üzerinde titizlikle çalışarak albümü hazırlıklarına hız kesmeden devam ediyor.

SOSYAL MEDYA BÜYÜK BİR SİLAH

Rap müziğin yükselen ivmesinden bahsederken Heja, bu durumu biraz da sosyal medyanın etkisine bağlıyor, “Geçmişte olduğu gibi bugün de güzel müzikler var. Ama şu an zemin daha müsait, yani imkanlar daha fazla. Örneğin sosyal medya büyük bir silah. Bu silahı da rap müzikle ilgilenenler iyi kullanıyor. Ezhel de buna öncülük yaptı. Ama Ezhel tüm dikkatlerin Türkçe rap’e çevrilmesini sağladı.” Geçtiğimiz yıldan itibaren hızla yükselen, konserleri tıka basa dolu olan ve ilk günkü mütevazılığını, içtenliğini koruyan popülaritenin şımartmadığı Ezhel için ayrı bir paragraf açmak lazım. Tek bir şarkıyla kendisini “yıldız” sananların ondan öğrenmesi gereken çok şey var.

 

KAMERA ÖNÜNDE OLMAYI SEVİYORUM

Her hafta yeni konuklar ağırladığı sürprizlerle dolu YouTube’da yaptığı “Purplehej” isimli programla ilgili olarak da Heja “Hep yapmak istediğim bir şeydi, altı yıl televizyon sektöründe çalıştım, kamera önünde olmayı seviyorum” diyerek özetliyor. Bu teklif ona geldiğinde masa başında videolar çekmesini istemişler ama daha sıra dışı bir şey yapmak istediğini söylemiş ve ortaya Purplehej çıkmış. Heja’yı bir hafta bilardo oynarken, diğer hafta break dans yarışmasında bir başka bölümde ise rapçi arkadaşlarıyla Karaköy ve Kadıköy sokaklarında izliyorsunuz. “Videoda gördüğünüz her şey bizim doğal halimiz, kameraya oynamıyoruz” diyor. Artık insanlar soruyorlar ve kendimi her hafta yeni bir video yapmak zorunda hissediyorum.”