Taksim’in çaycıları ve duygu dünyamız

Kasım Açıkbas

Atlas Pasajı’nın arkasında hacıların işlettiği çaycıyı saygı ve özlemle anıyorum. Tam bir kimliksizlik mekanıydı.

İlk değerlendirmeler gösteriyor ki, dostlarla ve neşeliyken mekan fark etmiyor. Marmara Çay Evi’yse en avantajlı mekan olarak görünüyor.

Mustafa Abi’nin 2. Mekanı, çay ve muhabbete doyamayanlar için yeni bir adres olarak düşünülebilir. Ancak burada çok fazla deneyimim yok, bir şey demek doğru olmaz.

Bir de, bir kısım Mandabatmaz Çıkmazı tutkunları var. Benim burayla bir iki kez oturmuşluğum var ama bir alışkanlığım yok.

Bir erkeğin baştan çıkarmak istediği kadını nereye götüreceği çok önemli bir sorudur. Bununla beraber, bir ilişkinin sağlamlığının en temel kriterlerinden biri çay içilebilecek yerler konusunda mutakabat oluşturabilmeye dayanır. “Ben diyorum çay, sen diyorsun Starbucks” ikilemine sıkışmış bir ilişkinin suyu verilmemiş bir çiçek gibi solması yakındır.

Taksim’in dışına salınanlar için Karaköy Balık Çarşısı’nın içinden geçtikten sonra deniz kıyısına yerleştirilmiş masalarda Galata Köprüsü’ne karşı çay keyfi yapılabilir. Balık ekmek de bulabileceğiniz bu mekanın adını bilmiyorum; ama buralar da zenginlerin takılabileceği elit yerler olmadan mutlaka uğrayın.

Beşiktaş çaycıları ise bir bir düşüyor. Kadıköy iskelesinin bitişiği olsun, Kambur olsun, şu Kazan’ın yanındaki yer olsun, hepsini saygıyla anıyoruz.

Bakalım, mesela 5 yıl sonra, bu çaycıların yerinde neler olacak. Şehir değişiyor.

 

Adresler:

Marmara Çay Evi: Kurabiye Sok ile Bekar sokağın kesiştiği yerde.

Şeker Abi: Hasnun Galip Sokağı, Pembe Çıkmazı’nda.

İlginçlikler Çaycısı: Mustafa Abi’nin yeri diye bilinir.  HazoPulo Pasajı’nda.

Leylek CafeSanatevi: Küçük Parmakkapı Sokağı’nda. Açık alanı yok, yemek servisi de yapıyorlar, bitki çayı da bulabilirsiniz.

Sinesen: Gazeteci Erol Dernek Sokağı’nda.

Artistanbul’un yanı: Sinesen çaycısının hemen yanı.

Oflular Kahvesi: Bekar Sokak’ta.

Galata muhtarlığın ordaki çaycı: Adresiyle bütünleşmiş bir mekan olduğundan ekstra bir açıklamaya gerek yok herhalde.

 

Yazı: Musa Acar

İllüstrasyon: Kasım Açıkbas