‘’ İnsan bilemez yarın olacakları, siz bakmayın hükümet başkanlarının bilmem kaç yıl sonrasında olacaklara dair kurdukları emin cümlelere, ya da karne meraklısı geri zekalı çocukların ‘anne notlarımın hepsini pekiyi bekliyorum’ demelerine, aptal aşık çiftlerin mutlaka evleneceğiz söylemlerine, hayatını yerlerin sarsılmasına adamış gereksiz deprem bilimcilerinin (bir de sismolog gibi fiyakalı isimleri var) ‘İstanbul ‘da yedi nokta bilmem kaç şiddetinde deprem bekleniyor ’ demelerine bakmayın siz. He bir de muazzam derecede salak olan meteoroloji uzmanları var. ‘Yarın Ankara’da hissedilen hava sıcaklığı 15 C’ derece . Hassiktir oradan! Senin 15 C’ derece hissettiğin sıcaklığı sokağa yeni düşmüş bir fahişe 7 C’ derece, sokakların efendisi şarapçı remzi dayı 20 C’derece hisseder. Bilmez yarını kimse bilemez. Bilemez milletin cebinde kaç para olacağını yıllar sonra, bilemez yarın özgür olacağını, esir kalacağını, uyanıp uyanamayacağını,nerde uyanacağını ,kimin yatağında uyanacağını, 15 yaşında tecavüze uğrayacağını, 16 yaşında anne olacağını bilemez kimse. Yarın ne kadar sarhoş ne kadar ayık kalacağını bilemez insan. ‘’
Yukarıdaki paragrafı ben yazmış olmayı çok isterdim ama maalesef sahibi ben değilim. Pazar günü, Karnaval Tiyatro’ da ilk gösterimini yapan Tiyatro Silüet’in oyun metnini Salih Acar’ın yazdığı ve yönettiği, Besim Demirkıran, Salih Acar, Gizem Selvi, Salih Gümüş, İlker Taze, Nursen Nesanir ‘in oynadığı, Bahar Uygur, İlker Taze, Burak Görgün ve Yusuf Aytekin ‘in enstrümanlarıyla eşlik ettiği ‘ SÜNNETSİZ ‘ isimli oyunundan yalnızca bir alıntı. Oyundan haberdar olup izleme şerefine nail olan nadir insanlardan olduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Sizi de bu oyundan haberdar etmek vicdani görevimdir artık diyerek oyun hakkında bir şeyler yazmak istedim.
Ben, hayatımda ilk defa soyut duyguların somut halini gördüm sahnede. Duyguları hissetmek değil de kucaklamak gibi bir şeydi tam olarak yaşattırılan. Yaşattırılan diyorum çünkü, tamamen sahneden seyirciye aktarılan bir durum bu. Anlatılan her hikaye müzikle harmanlanıp sahneye konulmuş. Müzik dediysem fonda çalan müzikten bahsetmiyorum. Bildiğimiz, sahneye yerleştirilmiş tiyatro oyuncularının canlı olarak söylediği şarkılar eşlik ediyor oyuna. Sahneden, kurguya, oyunculara kadar çok fazla emek verildiği her halinden belli olan oyunu izlerken seyirci olmaktan ziyade herkes birer SÜNNETSİZ oluyor. Sanırım başarının sırrı da bu. Seyirciyi dikkatiyle beraber oyuna dahil edebilmek ki tiyatro sanatında zor bir meziyettir seyirciyi sahneye kilitlemek. Seyirci çıplak gözle oyunu izlerken aslında oyuncu da çıplaktır sahnede. İşte SÜNNETSİZ tüm çıplaklığıyla sahneye konulan, sanılanın aksine kesilmemiş bir pipiden değil tek kişilik bir devrimden bahseden, yer yer psikolojik analizlerin olduğu bir dram oyunudur. Herkes, kendi içinde devrimini yapar aslında, yalnızca nedenleri farklıdır. SÜNNETSİZ de kendi devriminin peşine düşer. Ona göre herkes ölebilecek yaştadır, yalnızca bir kişi hariç.
Peki, kim mi ?
Çok isterdim oyunu size uzun uzun anlatabilmeyi ama tahmin ediyorum ki siz benden dinlemek yerine
2 Kasım tarihinde Karnaval Tiyatro’ da
16 Kasım tarihinde Tatavla Sahne ‘ de izlemeyi tercih edersiniz.
Büşra Öklük