Şok bildiriler

by chema peral

Musa Acar’dan şok bir polisiye  öykü

1 No’lu bildiri-

 Yolsuzluk yapanlar, hak yiyenler, haksız kazanç sağlayanlar, çıkarları için geçmişi ve geleceği görmezden gelenler, zulmedenler,

Korkun! çünkü Kohlhaas’ın çocukları geri döndü! çünkü biz geldik ve artık ölüm ensenizde!

1

Yorgun görünüyordu, 15 gündür kafasına takılan bir şeyler olduğunu söyledi. Bir haberle ilgili dedi, 15 gün sonra eline yeni belgeler geçmişti ve ne yapacağını bilemiyordu. Yalan haberden, iftiraya vesile olacak delil üretmekten, emniyeti yanlış yönlendirmekten yargılanabilirim, falan dedi. Anlamadım.

-2 No’lu bildiri-

 Bir erdem olarak adaleti hatırlatmak için buradayız. Bu dünyada ve ahirette, korkacak ve kaybedecek hiçbir şeyimiz yok.

Belki tuvaletten çıkarken, belki arabanızı park ederken, belki büyük bir anlaşma için hazırlanırken ya da lüks bir yemeğin ortasında,

öleceksiniz!

 Çünkü, biz adaletin unutulmaması gereken bir erdem olduğuna inanıyoruz. Çağımızın yozluğunda yalnızca kan belleklerde yer buluyor. Adalet yok, adalet imkansız, öleceksiniz. Ölün ki adaletin ölümsüz olduğu, bir kere gönüllere düşünce insanın delice onu aradığı akıllara kazınsın.

2

Sonra bana belgeleri gösterdi, 10-12 sayfa el yazısı. Soru sorma manasında kafa salladım. İşte bunlar, dedi, adresime yollanmış. İçinde bir sürü bildiri var. Anlayamıyorum, örgüt dağılmadı mı? Bir süre sustuk. Benden ne istiyorsun ki, dedim. Ne bileyim, aklıselimsin, anlarsın bu işlerden. Bence polise ver. Bilmiyorum, bilmiyorum.

Bir süre sessizce oturduk.

-3 No’lu bildiri-

Biz adaletin erdemine öylesine inandık ki, sizinle günahta bir olmaya geliyoruz, canınızı almak kul hakkına girse de, biz iki dünyadan da geçenleriz, bunu bilin, bundan korkun, bu korkuyla hayatta kalmaya çalışın. Sizinle aynı cehennemi paylaşacak olmak, zorumuza gitmiyor değil; ama ona da bu dünyadan alıştık.

Bu işin sonu yok biliyoruz: Ne bir devrim, ne kitlesel bir isyan. Uzun bir bozkırın ortasında susuz kaldık. Canınızdan korkmuyor musunuz diyenler bilsin, biz çoktan öldük.

3

Sonra, bir işi çıktı, fırladı. Bir süre belgelerle baş başa kaldım. Ne yaptığımın farkında bile olmadan, cep telefonumu çıkardım, bütün bildirilerin fotoğrafını teker teker çektim.

-4 No’lu bildiri-

Adalet hatırlanacaktır, hatırlanmalıdır. Umutsuz aşıklar gibi, sonunda hayal kırıklığına uğrayacak olsak da, gelecek kuşakların adaleti hatırlaması için savaşacağız.

Ey hak yiyenler, korkun, mezarlarımızdan kalktık, iki dünyayı da yaktık, yanınıza geliyoruz.

Biz Kohlhaas’ın çocuklarıyız, Yaradanın sınavında başarısız olanlarız. İcat ettiğimiz babamız, bize onu miras bıraktı: Adalet yittiğinde, eğer ki onu aramak için yola düşeceksen, silahlı, kararlı ve korkusuz olmalısın.

Biz Kohlhaas’ın çocuklarıyız, kanla bağlandık birbirimize. Yalnızca şehitlerimizin değil, öldürdüklerimizin ve öldüreceklerimizin kanı da bizi birbirimize bağlar. Bizim gibi bağlananları ayırmayı siz ne bilirsiniz? Bizim gibilerden ya bir ceset yaratmalısınız, ya bir hain! Bir ceset olmaktan korkmuyoruz: Deneyin bakalım bir hain yaratmaya yetecek mi gücünüz? Bir deneyin bakalım şan, şöhret, para, yemek, fuhuş ve diğer dünyevi hazlarla baştan çıkarmayı bizi, bakalım ne oluyor? Bizim cevabımız, sizi kendinizden tiksindirir.

4

O dönem, bu metinlerden bir roman çıkarmak için bayağı bir mesai harcadım. Şanssızlığım o günlerde Ali Teoman’ın “Garip Bir Cindi Zümrüdüanka”sını okumak oldu: Bir arkadaşım, arkadaşlığımız onuruna bu kitabı hediye etmişti bana. Kitaptan sonra, bütün olay örgüm bir taklit gibi geldi, romanımın bir taklit olarak görülmemesi için kafa patlattıkça sinirim bozuldu. En sonunda romandan vazgeçtim, çıktıları bir yerlere kaldırdım, fotoları da telefondan sildim.

-5 No’lu bildiri-

Yaptığınız küfürdür diyenler var: Biz Yaradanın cehenneminde yanmaya hazırız. Adalet aşkını yüreğimize yerleştiren oysa, kaderimize boyun eğmekten başka şansımız var mıdır?

Biz zaten ölüyüz, büyük bir hatayız. Zulmedenler bize acımadılar, acımazlar ve acımayacaklar; şefkati bilenler ise bize yüz çevirir, kendi vicdanlarıyla boğuşurlar. Biz, iddiamızı savunmak için öldürmek ve ölmek zorunda olanlarız.

Ey hak yiyenler, ömrünüzün son anında yanınızda biz olacağız, cehennemlerde beraber yanacağız. Ey diğerleri, adaleti hatırlayınız!

5

Onunla artık görüşmüyorum – ama kim olduğunu anladığınızı sanıyorum. Biliyorsunuz, geçen hafta bir işadamı öldürüldü. Ben de bu belgeleri yayınlamaya karar verdim. Polis de ne yaparsa yapsın artık. Tekrar ediyorum, bu bildiriler, basit bir arşiv taramasıyla adına ulaşabileceğiniz bir muhabire, sözkonusu baskından 2 hafta sonra yollanmıştır.

Görsel: Chema Peral