Sertan Özbudun çok yönlü bir adam. Bir şirkette yönetici, Bun Design’ın ortaklarından aynı zamanda tasarımcı ayrıca bir proje geliştirme uzmanı. Ve Salı geceleri Novo’da DJ. Tabii kendisiyle konuşmamızın nedeni bu saydığım şeylerin hiç biri değil. Özbudun, Türkiye’nin en büyük kokteyl festivali Mix Mondial kapsamında Life Cocktails temalı “Masters of Instagram” sergisini açtı. Frankie’de gerçekleşen serginin açılışının ardından Sertan Özbudun ile Instagram sergisini konuştuk.
Geçtiğimiz hafta Mix Mondial kapsamında Frankie’de Instagram serginiz vardı. Instagram sergisi fikri nasıl ortaya çıktı?
Instagram satıldığı gün zaten yeni medya kanallarının, yeni ekonominin fiyatlandırması ile ilgili tartışmalarıda beraberinde getirdi. Özellikle 551 günluk bir sosyal medya şirketinin yüzlerce yıllık geleneksel medya şirketlerinin üstünde değerlendirilmesi dikkatimi çekti. Bende bu soruları kendimce sorgulamak için digitalde fotoğraflarımı basarak pasaprtularına instagram da aldığı likeları laser ile işledim. Like sayılarına göre fiyatlandırdım. Bir yıl sürecek sergiler serisinde projeler duyuldukça ve like sayıları arttıkça fotoğrafların değeri artacak mı, aralarında nasıl bir bağlantı var onlara bakıyorum.
Like sayılarına göre fiyatlandırdığınız çalışmalarınız alıcı buldu mu?
Her sergide hemen hemen sergilediğim fotoğraf sayısı kadar fotoğraf satılıyor… Her fotoğraftan en fazla üç baskı yaptığım için sürekli değisiyor. Bazıları satılıyor. Bazıları ise hiç satmıyor.
Instagram, Facebook, Twitter kısacası sosyal ağlar ile ilgili olarak kimi insanlar; “Teknoloji bu denli gelişmeden önce herşey daha farklıydı, anlamlıydı şimdi her şey daha çabuk tüketiliyor” diye düşünüyor. Bu konuda siz ne söylemek istersiniz?
Hızlı diye bir şeye anlamsız diyemezsiniz. Herşeyin kendi içinde bir anlamı vardır. Ayrıca hız göreceli bir kavramdır. İnsanlık, uygarlık tarihi boyunca baktığınızda yaşadığımız değişim çok ufak bir değişimdir. İnsanoğlu yeryüzünde değişime en hızlı ayak uyduran canlı türüdür, bunu yapabiliyorsak niye sınırlarımızı zorlamayalım… Hızlı tüketim ve ekonomik olarak tüketim toplumu haline gelmek bence sonun başlangıcıdır. Ancak sorduğunuz iletişimdeki, fikirlerdeki tüketim insanın gelişmesine yardımcı olur… Instagramdan örnek vermek gerekirse takip ettiğim yüzlerce kişiyi hiç tanımam ama dünyanın her yerinden anlık görsel almak beni zenginleştirir. Modern çağın dışa vurum sanatı olarak tanımladığı Instagram olmasa bu arkadaşlarımın harika taraflarını başka nasıl öğrenebilirdim.
Instagram serginiz Almanya’da da sergilenecek. Bu olay nasıl gerçekleşti?
En iyi iletişim kanalının ve pazarlama yönteminin fısıltı gazetesi olduğuna inanıyorum. Kendi interlandımı kullanarak elimdeki imkanlarla yaptıklarımı yakınımdakiler ile paylaştım. Kendimi iyi şekilde anlatmaya çalıştım ve proje fikrimin onlara nasıl geldiğini sordum. İlgisini çekenler gönüllü olarak kendi interlandlarında neler yapabileceklerini önerdiler. Almanya, Stuttgart’ da televizyon kulesindeki sergi de orada yaşayan bir arkadaşımın sayesinde oldu. Tabii ki fikrin kabul edilir olmasi en önemli etken oluyor. Bu yöntemle sadece Stuttgart’ da değil Milano’da Los Angeles’de ve Buenos Aires’de sergi yeri görüşmelerim devam ediyor… Bunun yanında Vanity Fair Ispanya”da benimle ilgili bir haber çıktı. Bu da beni oldukça şaşırttı diyebilirim.