Amerika’da 1966 yılında cinsellik ve seks üzerine şok incelemeler içeren bir araştırma yayınlandı(Human Sexual Response). Bilim dünyası müstehcen ibareler içeren bu çalışmayı önce şaşkınlık ve yadırgamayla çok sonra saygıyla karşıladı. Başarılı bir jinekolog olan William Masters ve idealini bulamamış idealist bir kadın olan Virginia Johnson, bu çalışmanın kahramanlarıydı. Var olmalarını anlamlandıranbelki de onları aşkta tutan bu çalışma, yıllar sonra bilim camiasındaki saygın yerini alacaktı. Ama öncesinde zor bir mücadele, çokça emek, tabularla boğuşma, parasızlık ve hatta dışlanma onları bekliyordu.
O zamana kadar bilim dünyasında incelenmeye cesaret edilememiş bir konuydu ‘seks’. 500 den fazla gönüllü denek ile insan vücudunun seks sırasında verdiği tepkileri, biyolojik değişimleri laboratuvar ortamında gözlemlediler. 500 den fazla insan bu bilimsel çalışmanın bir parçası olmak için, EMG ve EKG takılı bedenleriyle, bir camekân arkasında seksi deneyimlerken izlenmeye gönüllü oldu. Çalışmanın başladığı ilk yılların muhafazakar Amerika’sı, henüz böylesi cesur ve aykırıbir araştırmaya hazır değildi. Sapkınlıkla suçlandılar. William Masters seks üzerine yaptığı çalışmada ısrarlı olduğu için 3 farklı hastaneden kovuldu. Arkadaşlarını ve saygınlıklarını kaybettiler zaman zaman. Ahlak dışı ve bayağı olmakla suçlanıp, bilim camiasında yadırgandılar.
Ama onlar tabulara karşı durmak, inandıkları yolda devam edebilmek için bir ‘takım’ oldular. Kendilerine ve birbirlerine hep inandılar. Takım olmak demek birlikte kaybetmek ve kazanma zamanı gelince birlikte sevinebilmekti. Ortada kendilerinden de büyük bir amaç vardı. Başarı kaçınılmazdı. 10 yılı aşkın gözlem ve tecrübe ürünü olan çalışmaları ile seksi bilimsel olarak analiz edip tanımlayabildiler ve hatta cinsel fonksiyon bozukluklarını gruplandırıp çözümler önerdiler.
20 yıl evli kaldılar. 20 yıl birlikte bilim için çalıştılar.Akademik değeri olan çok sayıda kitap yazdılar. 30’lu yaşlarda William Master’in sekreteri olarak başladığı kariyerine, Tıp eğitimi alarak devam eden Virginia Johnson, tarihin ilk bilinen kadın sexolojisti oldu. O dönemde erkek egemen bilim dünyasında bir kadın olarak başarmaya odaklanmış ve aslında kendi içinde bir savaş başlatmıştı.
Yıllar sonra bir röportajda başarılarının sebebini sorgulayan bir soruya Virginia: ‘İyi bir takım olmak’ cevabını verdi. ‘Başarmak işte bu kadar basit’ dedi.
Onlar eril ve dişil enerjinin uyumu ve dengesi ile başarılı oldular. Üretken, yaratıcı, gözlemleyen, sentezleyen ve yorumlayan dişil enerji ve disiplinli, harekete geçen, araştıran eril enerji. Yin ve Yang dengesi.
İdeal ilişki ortak bir idealinin olması ile başlar. İdealist iki insan ancak ideal bir ilişki yaşayabilir. Ortada kendilerinden daha büyük bir amacın, bir idealin olması gerekir.Eril ve dişil enerjinin dengesi ile idealist bir amaç için takım olmak demektir. Aşık olmaya değil, aşkta kalmaya gönüllü olabilmektir.
Aşkta kalmak yani bütünü sevebilmek.
Aşkta kalmak yani herkes için var olabilmek.
‘Mesele; birisine âşık olma değil, aşkta olma meselesidir.’ Aşk da kalmak ise idealizmin ta kendisidir.
‘Mesele; birisine âşık olma değil, aşkta olma meselesidir.’ Osho
Yazı: Selda Dinç
Fotoğraflar: Eric Dorchain