Mabelle O’Rama: ZAMANDA SESSİZ BİR YOLCULUK

Kısa bir süre önce İngiltere’ye yerleşerek orada şık bir parfüm butiği açan Derya Türkan, son İstanbul ziyaretinde yanında, adını sıkça duyduğum ancak koklama fırsatı bulamadığım markalardan biri olan Mabelle O’Rama’yı da getirmişti. Derya sayesinde nihayet tanışma şansı bulduğum bu markayı kokladığımda, hakkında yapılan övgülerin hiç de boşuna olmadığını anladım. Markanın kısa sürede kat ettiği etkileyici yolu ve bu başarının ardındaki hikâyeyi konuştuk.

Olfaktif stüdyom, pandeminin ortasında, karantina günlerinde doğdu. Eve döndüğümde, özlediğim her şeyle ve dünya yeniden açıldığında gitmeyi hayal ettiğim tüm yerlerle yeniden bağlantı kurma ihtiyacından yola çıktım. Koku ile çalışmak, o dönemde benim için bir tür terapiye dönüştü; her şeyin durduğu bir zamanda sessiz bir yolculuk yapmanın ve hafızalar yaratmanın bir yolu haline geldi. İşte Mabelle O’Rama böyle ortaya çıktı: koku tutkusunun, deneysel arayışların ve zamanlar arası bir yolculuk isteğinin bir araya geldiği bir stüdyo… Kokunun hem bir portal hem de bir anıya dönüştüğü bir yer.

ACI TATLI HİS

İngiltere’de yaşayan Lübnan kökenli biriyim. Her iki kültürün de çalışmalarım üzerinde derin bir etkisi oldu. Lübnan’da büyürken, bölge dışındaki birçok insanın aşina olmadığı kokularla çevriliydim: sumak, zahter, esintideki portakal çiçeği, akşam havasındaki yasemin. Gardenya gibi bir kokunun Lübnan dışındaki pek çok insan için ne kadar yabancı olduğunu öğrenmek beni şaşırtmıştı, oysa benim için çocukluğumun vazgeçilmez bir parçasıydı… Bu kokulu anılar son derece duygusal ve parfüm aracılığıyla anlattığım hikayeleri şekillendirmeye devam ediyorlar. Nostalji, parfümlerimde kesinlikle büyük bir rol oynuyor. Geçmiş duygularla oturmanın, özlediğimiz insanları, sevdiğimiz yerleri, tutunmak istediğimiz anları hatırlamanın verdiği o acı tatlı his. Bu anıları koku yoluyla geri getirme fikrini seviyorum.Aynı zamanda 14 yıldır Londra’da yaşıyorum ve burada parfümörlük eğitimi aldım. İngiliz parfüm ekosisteminin bir parçası olmak bana yepyeni bir hammadde paleti açtı ve tekniklerimi şekillendirdi. Her iki dünyayı, köklerimi ve yeni evimi, beklenmedik, kişisel ve -umarım- etkileyici kokularla harmanlamaktan keyif alıyorum.

RESİM VE KOKU

Parfüm yaratmak bir sanat biçimi ancak kullanmak için bir koku tasarlarken birçok kısıtlama dahilinde çalışmak zorundayız: cilt için güvenli olmalı, belirli bir uzun ömürlülüğe ve yayılıma sahip olmalı ve IFRA ve kozmetik yönetmeliklerini karşılamalı. Olfaktif sanatta kurallar daha cömert. Tamamen sanatsal, daha soyut, hatta ciltte işe yaramayan ama bir mekânda güçlü olan garip kokular yaratabilirim. Ayrıca koku görünmezdir. Görsel bir unsur ekleyerek ona şekil, varlık ve izleyici için bir giriş noktası veriyorum. Çok duyulu bir deneyim haline geliyor. Olfactive Art gerçekten gurur duyduğum bir yenilik ve şu anda Fragrance Foundation Awards for Innovation’da finalist.

ŞANSLI HİSSEDİYORUM

Parfümlerimin üçünün de sektördeki en saygın koku ödülü kurumlarından takdir almış olması beni inanılmaz derecede şanslı hissettiriyor. Özellikle yavaş ve bilinçli çalışan küçük, bağımsız bir marka için bu oldukça nadir görünen bir durum. Yılda bir parfüm çıkarıyorum, her bir formül ve etrafındaki hikâye üzerinde çalışmak için zaman ayırıyorum. Bu yavaş ve kişisel bir süreç. Dolayısıyla bu çabanın sadece müşterilerde değil, daha geniş bir koku topluluğunda da yankı bulduğunu görmek çok anlamlı. Phoenix Flame’in bu yılki Fragrance Foundation Awards’da iki dalda finalist olmasından ve Olfactive Art parçalarımın inovasyon kategorisinde finalist olmasından özellikle gurur duyuyorum. Bu çok cesaret verici ve devam etmem için beni motive ediyor.

HER SENE FİNALDE

Belirttiğim gibi her sene bir parfüm çıkarıyorum. Henüz parfümlerimi koklamamış insanlar için parfümlerimi kısaca anlatmam gerekirse “Lunar Dust” yumuşak, kozmik bir cilt kokusu; pudramsı ve odunsu, ay ışığının cilde yerleşmesi gibi. “Lunar Dust”, The Art and Olfaction Awards 2023’te mansiyon ödülüne layık görüldü. “Forbidden Bloom” sulu bir çiçek: gür ve şehvetli, özünde vahşi ve asi bir şey var. Bu kokumda The Fragrance Foundation Awards 2024’te iki farklı kategoride finale kaldı. Geçtiğimiz sene çıkardığım “Phoenix Flame” ise Lübnan’a bir saygı duruşu niteliğinde. Direnç ve yeniden doğuştan ilham alan, dumansı ve baharatlı, aromatik amberli bir parfüm. “Phoenix Flame” de The Fragrance Foundation Awards 2025’te iki farklı kategoride finale kaldı.

İYİ KOKU

Benim için iyi bir parfüm sıktığınızda size “bir şeyler” hissettiren parfümdür. İster bir anıyı geri getirsin ister enerjik, şehvetli, kendinden emin hissettirsin. Sizi bir şekilde harekete geçiren parfümlerin iyi parfüm sınıfına dahil olduğunu düşünüyorum.

Ali Mert Alan