Angutyus, Bir Apaçi Masalı serisinin “Gurbet Kuşu” isimli üçüncü kitabını geçtiğimiz hafta yayınladı. Filhakikat içinde yazılar kaleme alan Angutların lordu yazdığı üç kitabın hikayesini sizler için anlattı.
İlk olarak Ekşi Sözlük’te ”hammerabi” takma adıyla daha çok gezdiğim, yaşadığım yerleri ve mesleki birikimlerimi yazıyordum. Her ne kadar fazla olmasa da hatıralarımı, başımdan geçen olayları fazla kalem oynatmadan saf bir taşra çocuğunun o zaman ki aklı ile paylaşıyordum. Yazdıklarım daha doğrusu anlattıklarım ilgi çekiyordu daha çok yeme ve içme kültürü dürk ve dünya mutfakları ver kokteyller, şaraplar üzerine epey yazdım. İmlam çok kötüydü. Endüstri Meslek Lisesi birinci sınıf terk ve yıllarca yurt dışında yaşamış bir adam olarak hele ki edebiyata hiç ilgi duymayan biriydim.
Ekşi Sözlüğün formatı o zamanlar oldukça katıydı ve bir süre sonra sözlükten uçuruldum. Sonrasında formatı daha esnek imla kurallarının fazla önemli olmadığı ve insanların bir şeyler ispatlamaktan çok sadece karşındakini eğlendirmek amacı olan belki de şimdiye kadar en çok keyif aldığım İnci Sözlüğün ilk zamanlarında yazmaya başladım. Format çok rahattı. Uçurulmak ya da sözlükten atılmak gibi bir korku olmayınca yazmaya anlatmaya başladım. Amacım hiçbir zaman bir Apaçi Masalı’nı paylaşmak değildi. Zaten yazana kadar en yakın arkadaşlarım, ailem hatta kardeşim bile bilmiyordu yaşadıklarımı. Kitaplarda da anlattığım gibi yaşanmışlıkların üzerine bir perde çekip yoluna devam eden bir adamım ben. Bir gün evlenmenin eşiğinden döndüğüm dört sene birlikte olduğum hayatımın en güzel günlerini geçirdiğim ve yarı yolda bıraktığım danimarkalı kız arkadaşım ile karşılaştım ve o akşam oldukça alkollü bir biçimde İnci Sözlük’te yazmaya başladım. Amacım kendi kendim ile dertleşmekti. Kimselere anlatamadığım yaşadıklarım ile yüzleşmek belki de. Toplam 5 kitap kadar aklıma ne gelirse yazdım. Binlerce sözlük yazarı takip etti.. İlk gün sonunda 5 000 küsür entry girilmişti benim anlattıklarıma.
Sonra ikinci hikaye Beyto’nun hikayesini yazdım yaklaşık 7 ay sürdü. Hiçbir hazırlık
yapmadan, kontrolden geçmeden aklıma ne eserse takip edenler ile birlikte muhabbet edercesine yazdım. Sonra hepsini toplayıp biraz daha geliştirerek yaklaşık bir 4 ay kadar Ekşi Sözlük’te yazdım. Bu hikayeleri yazarken mesaj kutuma o kadar farklı yaştan, meslekten insandan çok güzel tepkiler geldi. Belki de bir ilk olmuştu roman tadında hayatınızı hiçbir ön hazırlık yapmadan, kafa yormadan, ilham perisi beklemeden anlık yazmak. Daha hikaye yarısındayken teklifler gelmişti kitaplaştırmak için ama takip edenleri yarı yolda bırakmamak için daha doğrusu arkamdan küfür ettirmemek için finali yapıp bir 5 ay kadar sitede beklettim. Daha sonra kitaplaştı. Bu kadar ilgi göreceğini biliyordum çünkü her yaştan, her kesimden, her düşünceden, her görüşten insanlar ile ilgili yazdıklarım. Ömrüm yollarda geçti, yollarım hep birileri ile keşişti o yüzden ilgi çekmemek gibi bir durum olacağını hiç düşünmedim.
Henüz hayal gücümü kullanarak bir şeyler ortaya koymadım. Sadece yaşadıklarımı, gördüklerimi şahit olduklarımı yazıyorum. Benim ve benimle yolu kesişen insanların hikayesi. Yazar olmak nasıl olur inanın bilmiyorum. Ama şu anda Metin Üstündağ’ın çıkarttığı ve birbirinden değerli kalemlerin, düşünce adamlarının ve dağ gibi şaiirler ile birlikte olmak belki de beni bu hayatta en çok mutlu eden süprizlerden birisi oldu. Küçük öyküler yazıyorum ama yine hepsi de yaşanmışlıklar üzerine. Yazar mıyım değil miyim bilmiyorun ama tek emin olduğum konu malzememin hiçbir zaman bitmeyecek olması. Yazmak istediğim zaman fazla zorlanmıyorum. Yıllar öncesinden bir olay, küçük bir anı, bir diyolog üzerinden sayfalarca anlatabileceğimi yazabileceğimi biliyorum. Bir de iyi bir yazar olmak için çok okumak gerekir deniliyor. Yazmaya başladıktan sonra neredeyse okumayı tamamen bıraktım gerçi edebiyat ve romanlara fazla ilgi duymadım ama yine de okumuyorum. Kafama kazınan bir cümle, bir paragraf istemeden de olsa kitaplara yansıyabilir ya da çok beğendiğim bir yazarın kendine özgü tarzını taklit edebilirim çekincesi var. O yüzden yazarım diyemiyorum ama güzel anlatırım.
Angutyus
Yazdıklarını okumadan duramıyorum. Lütfen, yazmayı bırakma.