Cenk Taner: Kadıköy’de herkes kral olabilir

ali mert-cenk tanerGerçekleşmesi için çırpındığım konular söz konusuyken  kulaklarımda “Yaptığım her şey bir şey için ama o bir şey hiçbir şeyi değiştirmiyor” çınladı hep. Sıradan şeylere de haddinden fazla anlam yükledim “Bir deve asla bir deve değildir” hesabı.  Mucizeye ihtiyacım olduğunda da ”Geyikli Baba” dan keramet bekledim. Sorgusuz sualsiz sevdiğim kadınlar giderken kendi kendime “Demek ki gerçekten her şey sermaye içinmiş” dedim. Kısacası Cenk Taner yazdığı, söylediği her şarkıyla pek çok kişiye yaptığını bana da yaptı: Duygulara nokta atışı

Cenk Taner, Kesmeşeker grubunun ve Kadıköy’ün ruhu… O, Kesmeşeker dinleyicilerinin yani ‘uçsuz bucaksız azınlığın’ kralı, kaptanı. Sakin, ağırbaşlı, haksızlığa uğrarken bile metanetini koruyan bir sanatçı. Müziği popüler olmak için değil, duygularını insanlarla paylaşmak için yapan ve dinleyicilerinin hislerine ürettikleriyle ses vermeyi başarabilmiş safkan bir samimiyet abidesi. Dinleyicilerinin abisi… Bizim gazetenin hafta sonu ekinden Kaan Kavuşan geçenlerde Twitter’da ‘Abim olmasını isteyeceğim 5 adam’ listesi hazırlamış ve Cenk Taner’i de yazmıştı. Taner’in yazdığı şarkıları dinlerken susarsınız ve ‘abiniz’ ruh halinizi melodileriyle, şarkı sözleriyle anlatır gibi hissedersiniz. Umut, hayal kırıklığı, yarı yolda bırakılmanın fotoğrafını çeker Cenk Taner… Ama bunları arabesk bir tavırla yapmaz.

Cenk Taner’le bir araya geldiğimde solo albümü ‘Yoldan Çıkmış Şarkılar’ın çıkış noktasıyla girdim konuya: “Bu sakin adam ne oldu da yoldan çıktı?” dedim, Cenk Taner de her zamanki gibi sakin bir ses tonuyla başladı anlatmaya: “Herkesin anayoldan gittiği bir ortamda, ‘Yoldan çıkın. Size sunulan şeylerle yetinmeyin. Bu şekilde bambaşka şeyler keşfedebilirsiniz’ demek istedik. Hani ‘şunu okuyun, bunu dinleyin’ demekten ziyade, ‘Bize sunulanlardan çok daha fazlası var gezegende. Bunları keşfedin çağrısıydı. O nedenle albümün adı     ‘Yoldan Çıkmış Şarkılar’ oldu.
Solo albümünde Mehmet Şenol Şişli ve Veysel Çolak gibi müzisyenlerle çalışan Cenk Taner “Yoldan Çıkmış Şarkılar” albümü ile ilgili verdiği bir röportajda, “Biz bu albümle çıtayı yükseltmedik, başka bir yere koyduk” demişti. Çıtayı koydukları adresi sordum. Kaptan bu çıta meselesini olimpiyatlara benzetti. Aslında bu onun tüm kariyeri açısından geçerli bir cümle. O, 100 metre değil maraton koşucusu. Kazansa da kaybetse de koşuyor. Her koşusunda da onu destekleyen insanların sayısı artıyor.

SLOGAN OLDU TABİİ
Kesmeşeker’in 2011 yılında yayınlanan ‘Doğdum Ben Memlekette’ albümünde yer alan ‘Her şey sermaye için sevgilim’, ‘Bu dünyada âşıklardan çok acıkanlar var’ gibi şarkı sözleri başta Kadıköy ve İstanbul olmak üzere pek çok semtin ve şehrin duvarlarında gençler tarafından bir hattat ustalığıyla yazıldı. Hiçbir zaman sloganvari şarkılar yazmadığını söyleyen Cenk Taner, “Biz o şarkıları slogan olsun diye yazmadık. Bizim gibi adamlar bu tip şeylerden yıllarca kaçındı. Ama tam yerini buldu. Herkes sağa sola yazdı. İstanbul, Ankara, Eskişehir, Ağrı gibi illerde insanlar sokaklara yazdı. Şarkının seyahati açısından çok güzel bir durum. Bizim de başımıza ilk kez gelen bir şey oldu bu” sözleriyle düşüncelerini paylaştı. Ancak şunu bir kez daha vurguladı: “Hâlen lafımın arkasındayım. Biz sloganvari bir grup değiliz ama şarkılarımızı slogan haline getirirlerse bu duruma bir şey diyemeyiz.” Normaldir, çünkü “Kadıköylü az konuşur, çok susar” diyerek konuyu, Adana’ya ve Şanlıurfa’ya getiriyorum.

URFA BİR VAHAYDI
Pek çok müzik grubu İstanbul, Ankara, İzmir gibi şehirlerde konserler verirken Cenk Taner kısa bir süre önce Adana ve Şanlıurfa’da konser verdi. O konserlerin atmosferini Cenk Taner , “Bizim ‘uçsuz bucaksız azınlık’ dediğimiz dinleyici kitlemiz bizi, nerede çalarsak çalalım yalnız bırakmıyor. Adana konserimiz çok iyiydi ama en ilginci Şanlıurfa konseriydi” diyerek anlatıyor. Bir Şanlıurfalı olarak şaşırmıyorum. Çünkü biliyorum, bizim memleket ilginç ve güzeldir. İnsanlar misafirperverlik için birbirleriyle yarışlar. Kadıköy’ün kaptanı da anlattıklarıyla beni doğruluyor: “Gerçekten çok güzeldi. Herkes çok misafirperver ve harikaydı. Mırra olsun, çiğ köfte olsun ikram da süperdi. Çok etkilendik. Mezopotamya’ya gittik ve tadını çıkarttık.” Şanlıurfa’da konser verdikleri mekanı da bir vahaya benzeten Cenk Taner, “ İnsanlar bir mekanın içerisinde sinema kulübü, fotoğraf kulübü yapmışlar. Yani orada bir vaha yaratmış insanlar. Anlayacağın biz Şanlıurfa’da vaha çaldık” diyor ve ekliyor: “Güneydoğu Bölgesi’nde müzisyenler çekinmeden gitmeli ve konser vermeliler.”

Sus, ‘kral’ konuşuyor

Birkaç ay önce Marjinal Kitap etiketiyle “Özgür Olduğunda Marmara” isimli kitabı yayımlanan Taner’in şarkı sözlerinde deniz, Kadıköy, parasızlık gibi temaların kendine yer bulduğunu sık sık görürsünüz.  Birde “kraldan” bahsedilir o sözlerde. Kitapta da bahsedilen bir kral var. “Kim abi o kral?” diye soruyorum. Bunu sorarken biliyorum ki  “uçsuz bucaksız azınlığın kralı” O. Sonra kendi kendime “Sus, kral konuşuyor.” diyorum ve onu dinliyorum: “ Kadıköy’de herkes kral olabilir. Öğrenci evlerinde ay sonunu zor getirenler de kraldır. Çünkü kitaptaki kralın maliyesi yok. Bizim kralımız işte öyle bir kral, taçsız kral bir nevi.  Yaptırımı yok, diktası yok, zorlaması yok. O, gönüllerin kralı.”

Yazı: Ali Mert Alan

Fotoğraf: Uygar Taylan