Bu bir ilim, bilim, sanat ve siyaset yazısıdır

 

Yeni bir sosyal gözlem yazısında daha birlikteyiz sevgili filhakikat okurları. Ben ilimden, bilimden, sanattan, siyasetten anlamam. Bende anca, Türk erkeği neden balık etli kadın sever? Yalnızlara tavsiyeler? Kariyer basamaklarını çıkarken yolda kimlerin ayağı kaydırılmalı? De Facto erkeği ile Coco Chanel kadını arasında uzun ömürlü ilişki ya da haftasonu oynanacak derbi maçta sonuç üst olur mu? gibi soruların cevaplarına kafa yorar, labaratuar araştırmalarımı bu minvalde yaparım.

Bu bilgiler ışığında, spor salonları ve halı sahalarda boy gösteren erkekler arasında aktif biçimde bulunmuş, olay mahallerine bizzat giderek bu insanlarla yaşamışbirisi olarak, aralarındaki farkları gözlemleyerek bu yazımda derledim.

Bu iki güzide kesim arasındakien önemli fark, bi kere salon erkeğinin insanı huylandıran o aşırı kibarlığıdır. Öyledir evet. Kolları, bacağımız kadar olmuş adamlar, yüzlerce kilo ağırlığın altına girerken şöyle şeyler söyler;

– dostum afedersin. Rica etsem, ağırlığı alırken yardım eder misin ?
– ne demek hocam tabi..

– burada çalışmanız bitti mi ?
– İki setim daha var ama siz de araya girebilirsiniz.
– ah teşekkürler.
– ağırlık iyi mi ?
– ben ayarlarım zahmet etmeyin…
– ne zehmeti estağfurullah..

Halı sahalarımızda ise durum biraz farklı olmakla beraber kısaca şöyledir;

– pas versene lan göt.
– ulan verdiklerimizi n’abtın da hala pas istiyorsun?
– geri gelin lan biraz.
– sie !

Bir diğer bariz farksa, bayan okurlarımızın pek bilmediği, sağlıklı yaşamın adeta kulisi,  perde arkası gibi düşünülebileceğimiz, soyunma odalarında vücut bulur;

Spor salonunda durum şudur;
– şampuanınızdan kullanabilir miyim?
– elbette. İsterseniz elmalısı, yağsız saçlar için olanı ve kepeğe karşı etkilisi de var çantamda.
– yo yo bu kafi teşekkürler.

Halı sahada ise şu;
– birinde şampuan mı var lan ? koktu.
– aloo !! O şampuan buraya da gelsin.
– hadi lan sizin keyfinizi mi bekliycez, terimiz üstümüzde soğudu mnk !.
– Turgay asılıyon mu lan? Gördün tabi şortlu erkeleri piç seni.
– s*ktirin lan…

Bilinçli spor salonu erkeği için sağlık ön plandadır. Bir hareket yanlış yapılıyor, sakatlığa sebep olacak bir durum oluşuyorsa, anında uyarılırsınız. (tabi yine nazikçe)

– o açıdan tutarsanız yanlız Forearmınıza yük biner ve ani bir harekette Pectoralis barın altında kalır. Böyle durumlarda Infranspinatusta oluşacak bir yırtık aylarca spor yapmanızı engeller. Bu arada çalışmadan sonra birer Protein Drink içer miyiz?

Halı saha erkeği için genelde durum biraz farklıdır;

– Karı oyunu değil bu lan. O omuz koyuyorsa sen de koy.
– telde yavaş beyler
– ufff… Şimdi bu faul değil mi? Bu faul değilse ben de ona göre oynarım !!

Spor salonu erkeğini, kaybetme prensibine dayalı çalışır;

– dün tartıldım son üç ayda tam 5 kilo vermişim. Yağlardan gitmiş

Halı saha erkeğiyse kazanmaya;

– adamı böyle yenerler
– eee abi baklavalar nerede.
– ulan bu sıcakta ne pis adamsın.
– gelsin lan yenir, babamızın hayrına mı koştuk o kadar?

Spor salonu erkeği bayanlara yardım eder. Hatta bunu yapmak için her fırsatı kollar.

-Kaldırmanıza yardımcı olayım.
– e şey teşekkürler. Biraz ağır oldu sanırım ihi ihi.
– rica ederim ne demek. Bugün ben size, yarın siz bana.
-Nasıl ? Nasıl yani?

Halı saha erkeği ise bayanlardan yardım alır. Tabi isteyerek değil, buna en mecbur kaldığı anda.

– ahhh !! Ulan yavaş be aahh…
– Suzan, şurdan buz istesenize buz. şişecek çok fena.
– ayyy ! Neeerdeeen ? Ay kanıyo mu bakamam ben ühü ühü.
Son olarak Spor salonu erkeği, onca çalışma sonunda artan testosteron oranı ve düzgün fiziğinin bir dişininrüyalarını süsleyeceği varsayımlarıyla çapkınlık turlarına çıkar.

Halı saha erkeği ise; “yarın da iş var m*nakoyiim. Gidip yattığım yerden maç seyrediyim” düşünceleriyle evinin yolunu tutar.

Der sağlıklı günler dilerim..

Özgür Keskin