Arabesk müziğinin gizli kahramanı Ali Tekintüre’yle yaşadığı semt Çengelköy’de buluştuk. Son derece mütevazı bir adam olan arabeskin yaşayan efsanesiyle yazmayı planladığı kitapları, müziğin ruhunu ve Müslüm Gürses’i konuştuk.
Ali Tekintüre ismi pek çoğunuz için bir anlam ifade etmeyebilir ama damar değil atardamar şarkıların sözlerinin yazarı, arabesk müziğinin isimsiz kahramanıdır. Yazdığı sözlerle arabesk müziğin temellerini atmış ve Türkiye’deki müzik piyasasına yön vermiştir. Öyle ki eğer,‘Senden Vazgeçmem’, ‘Acı Gerçekler’, ‘Evlat’, ‘Canım Dediklerim’, ‘Güldür Yüzümü’, ‘Benim İçin Üzülme’, ‘ Kadehi Şişeyi Kırarım’, ‘Tanrım Beni Baştan Yarat’ gibi pek çoğu kült olmuş yaklaşık bin 500 şarkı sözünü, müziğimizin harcına katmasaydı bugün muhtemelen eksik hem de çok eksik olurduk. 1970’li yıllardan 90’lı yılların ortasına kadar kaleminden çıkanlarla müzik piyasasına damga vuran ve duygulara tercüman olan Ali Tekintüre’yle konuştuk.
İnsanlar sizi ‘eskimeyen şarkıların söz yazarı’olarak tanıyor ve neler yaptığınızı merak ediyorlar. Bu aralar neler yapıyorsunuz?
Şiirlere ara vermedim, yazıyorum ama şarkılar eskisi kadar kullanılmıyor. Daha doğrusu yenileri kullanılmıyor. Eski şarkılarım filmlerde, dizilerde, yeni albümlerde kullanılıyor. Bunun dışında telif hakları konusunda MESAM’da görev yapmıştım. Şu anda da sanatçı arkadaşlarımla beraber Müzik Yorumcuları Meslek Birliği’nde telif hakları için çalışıyoruz. Bu tip konularla da ilgileniyorum. Ben Çengelköy’de yaşıyorum. Günlerimi daha çok mahallemizde geçiriyorum. Eskisi kadar aktif olmasa da yine bu camianın içindeyim. Şarkılarımız, bizden daha çalışkan. Şarkılar dönüyor kendiliğinden ve 30-40 senelik olmasına rağmen kullanılıyor. Demek ki iyi şeyler yapmışız ki eserlerimiz zamanın içinde kaybolmadı.
Son dönemde yazdığınız şarkı sözlerini kimler okudu?
Ahmet Kaya’ya benzeyen Mustafa adında bir kardeşimize ve Nevzat Soydan’a şarkı sözü verdim; onlar okudular.
Yazdığınız şarkılar herkesin bildiği şarkılar ama siz hep geri planda kaldınız. Bu durum bilinçli bir tercih miydi?
Benim tercihim de var ama Türkiye’de sistem bu şekilde dönüyor. Bestecinin hatta söz yazarının ismi geçmişte hiç söylenmez, bilinmezdi. Bestecinin adı belirtilirdi ama sözleri kim yazmış umurlarında bile değildi. Bunu aşmak için çok mücadele ettik. Şu anda durum geçmişe göre daha iyi. Eğer mücadele etmeseydik ismimiz hiç anılmayacaktı.
TRİLYONLARCA ALACAĞIM VAR
Sizin yazdığınız şarkılar ve sizin döneminizde yazılan şarkılar eskimiyor. Ama 2000’li yıllardan sonra popüler olan şarkılar belli bir süre sonra unutuluyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?
İnsanlar birtakım şeyleri zor elde ederse onun kıymeti olur. Şimdi her şey elinizin altında. İnsanlar işin kolayına kaçıyorlar; arayış yok, ruh zenginliği yok… Yani ‘sevgiyi’ anlatırken artık o derinliği yaşamıyor insanlar. Şimdi şarkı sözü yazanlarda işin kolayına kaçıyor. Kendileri ruhlarından bir şeyler katacaklarına, bizlerin yaptığı şarkıların sağından solundan alıyorlar. Bu kolaycılıkla iyi şarkı çıkar mı? Ancak günlük dinlersin, oynarsın. Şimdikiler hep oyun havası, ritim ya da dans müziği… Bu durumun etkilerini 20 sene sonra göreceğiz; kültür boşluğu olacak. Yaklaşık 10 senedir geleceğe taşınacak bir tane şarkı bulamazsınız.
Türkiye’de pek çok sanatçı sizin yazdığınız şarkı sözleriyle star oldu.
Tabii… Bakın Bülent Ersoy’un çıkışı benimledir; ‘Baharı Bekleyen Kumrular Gibi’, ‘Toprak Alsın Muradımı’ şarkılarıyla çıkış yaptı. İbrahim Tatlıses’in ilk okuduğu arabesk şarkı ‘Seni Yakacaklar’, Gülden Karaböcek’in ‘Dilek Taşı’, ‘Sürünüyorum’, ‘Kırılsın Ellerim’ benimdir. İzzet Yıldızhan’ın tanınmasına vesile olan yine benim ‘Birisi’ adlı şarkımdır. Coşkun Sabah iyi bir besteci, iyi bir udidir ama çıkışı benim verdiğim şarkı sözleriyle olmuştur. Bunun gibi birçok sanatçı var sayabileceğim.
“Sanat camiasında vefa yoktur” denir. Sizin şarkılarınızla şöhrete kavuşan ünlü isimlerle ilişkileriniz nasıl devam etti? Vefalı davrandılar mı?
Sanatçılarla fazla sıkı fıkı olmadım. Yani mümkün değil olmuyor; o vefa yok. Gördüklerinde saygı gösterirler ama onun haricinde başka bir şey bekleyemezsin. Hâlbuki bizim o insanlardan maneviden ziyade maddi alacağımız var. Telif haklarımız var. Şarkılarımızı her yerde söylüyorlar. Yanlarında götürdükleri enstrümana para veriyorlar ama bize vermiyorlar. E bizim de şarkılarımızı götürüyorsunuz, bizim haklarımız nerede? Yıllar yılı bu böyle oldu… Benim ve arkadaşlarımın bazı kişilerden trilyonlarca alacağı var.
Peki, ünlü isimler arasında görüştükleriniz var mı?
Denk geldiğimde Orhan Gencebay’yla görüşüyorum. Diğerleriyle irtibatım yok; sadece görünce merhabalaşıyoruz.
Siz kimleri dinliyorsunuz?
Arabesque Project ve Fairuz Derin Bulut’u takip ediyorum. Bir de adını unuttum, hani aykırı bir çocuk var ya…çok şarkı sözüm var
Hayko Cepkin mi?
Evet, Hayko Cepkin’i beğeniyorum. Zaten bunların temelinde de biz varız. Hatta o popçuların bile temelinde olduğumuzu biliyorum. Güzel şeyler yapan insanlar var her zaman.
Henüz kimseyle paylaşmadığınız çok sayıda şiiriniz var. Bu şiirleri kitap olarak yayımlamayı düşünüyor musunuz?
İki kitap düşünüyorum ama çok vaktim yok. Bir türlü kafamı toplayıp başlayamıyorum. Birincisi ‘Tanrım Beni Baştan Yarat’, ‘İçiyorsam Sebebi Var’, ‘Kadehi Şişeyi Kırarım’, ‘Benim İçin Üzülme’ gibi herkesin bildiği eserlerin sözlerini ve okuyan kişilerin isimlerini yazmayı düşündüğüm, ‘100 Hit Eser.’ İkincisi de son 8-10 senedir yazdığım yeni şiirlerden oluşacak. Belki kafamın dolu olmasından belki de bıkkınlıktan henüz
yapamadım ama yapmak istiyorum.
Bu eserler arasında sizin için en özel olanları hangileri?
‘Evlat’, ‘Karanlık Çökünce Sokağınıza’ ve‘Mektupları Yırtıp Attım Diyelim’ i çok severim. Aslında birçoğu özel… Mesela ‘Tanrım Beni Baştan Yarat’ var. İlk defa söylenmiş sözlerden bir tanesidir. Kendimin diye söylemiyorum ama iyi şeyler yazmışım. Bu Allah vergisi bir yetenek. Bazen ben de hayrete düşüyorum; “Ne kadar güzel, içeriği ne kadar dolu” diyebileceğim çok şarkı sözüm var.
MÜSLÜM’ÜN PARAYLA PULLA İŞİ OLMAZDI
Yazdığınız şarkıları en güzel Müslüm Gürses’in okuduğunu söylüyorsunuz. Dışarıdan bakıldığında rahmetli Müslüm Gürses’le aranızda özel bir bağ varmış gibi gözüküyor.
Samimiyetimiz vardı ama sık sık görüştüğüm biri değildi. Müslüm kendi halinde bir adamdı. Hani “Allah adamı” derler ya öyle biriydi. Parayla pulla pek işi olmazdı. Şarkı okuma yeteneği süperdi. Onun gibi birinin geleceğini sanmıyorum. Artık duygu dünyası da değişti. Bazı şeyler çok kolay elde edilir hale geldi. Kolay elde edilen şeylerin kıymeti olmaz. Bundan sonra kolay kolay ne bizim gibi yazanlar gelir ne de öyle okuyanlar… Çünkü o zamanın, o ortamın içinde yoğrulmuş insanlardık biz. Bugün bilgisayarla, internetle yoğrulan insanın duygusundan fazla bir şey bekleyemezsin.
Röportaj: Ali Mert Alan
Fotoğraflar: Uygar Taylan