Bir insanı değiştirmek mi zor yoksa bir insana güvenmek mi ?
100 kere sordum kendime, bir popüler cevap bulamadım. Bu yüzden hem güvendim insanlara hem de değiştirmeye çalıştım insanları. Şimdi düşününce bir insanı değiştirmeye çalışmak kadar saçma bir şey olamaz. Ben kimse için değişmedim çünkü ; hatta insanların bana güvenip güvenmemesi bile umrumda olmadı. İnsanlarla ilişkilerim ‘ hadi canım, sen sağ ben selamet ‘ mesafesinde oldu. Bu da güçlü insan olmanın zayıflığı olsa gerek.
Bir insana güvenmek kendi sınırlarını açmaktır. İnsan kendi sınırları içinde başkasıyla yaşayabilir mi ? Benim sınırlarıma giren benim kurallarımla yaşamalı. Al işte yine çelişki. Bende o zaman başkasının sınırları içine girmiş olmam mı ? Başkasının da benden beklediği değişimler olamaz mı ? O zaman iyi olan kazansın !!! Şimdi de ilişkileri ikili oyuna çevirdim. İnsanların birbirlerine üstünlük tasladığı, birinin diğerine söz geçirdiği zaman için için sevineceği.
Yemedim içmedim birkaç kişiye sordum, güvenmek mi zor değiştirmek mi ( değişmek mi ) ? Çoğu kişi değişmek – değiştirmek üzerine konuştu. Anladım ki herkes herkesten şikayetçi, kimse kimsenin kalbinde değil. Benden duymuş olmayın ama güvenmediğiniz insanlarla birliktesiniz. Güven duygusu insanda kendiliğinden oluşan bir histir. Bir insanı değiştirmek ise dış mihraklar tarafından gerçekleştirilir. ‘ Hadi be canım benim için bir değişiver de sana güveneyim.‘ seviyesinde ilişkilerle sonsuz mutluluklar yaşıyoruz !
Birine karşı ne hissedip hissetmediğini hayalkırıklığı yaşayınca anlar insan. Hayalkırıklığı denilen şeyde güven duygusuna sahip olduğumuz insanlar tarafından hissettirilir. Mahalle bakkalı bizi hayalkırıklığına uğratmaz mesela ya da çöp konteynerının yanında bekleyen kağıt toplayıcıları ya da sokak dilencileri, benim yazdığım yazı sizi hayalkırıklığına uğratmaz . . . Hayatınıza balyoz gibi inmez. İner mi ? İnmez.
Birisine güvenme hissinin aidiyetlik duygusuyla ilgisi var mı acaba ? Eğer öyleyse ben hiç kimseye, hiçbir şeye ait değilim. Ollleyy bee özgürüm !!!
Bak yine hep güvenmekten bahsettim.
Halbuki hayatta aslolan şeylerin sıralaması aşağıdadır :
Bir insanı sevmek yalandır.
Bir insanı değiştirmeye çalışmak, değiştim, değişeceğim demek yalandır. Bir insanın özbenliğine saldırmak hayatta başarılı olduğumuz en iyi alan.
Mutluluk yalandır. Önemli olan mutsuz olmamaktır.
Huzur yalandır.
Aynı yolda farklı düşüncelerle yürüyebilmek yalandır. Kendimiz gibi olmayanı sevmiyoruz biz.
Güvenmek yalandır. Hiç kimse güveni hak edecek kadar iyi olamaz. Peki hak etmeyecek kadar kötü olabilir mi ?
Gözümüzün içine baka baka yalan söyleyen insanlara yalancı değil, cesur insan diyoruz son zamanlarda. Kendimize iyi gelecek her şeyi sandıklara kaldırıp, kokmasın diye içine naftalin atıyoruz, kokuşmuş kimliklerimizden kimsenin haberi yok. Kendimizi yerçekimine bırakmışız. Uçuyoruz. Suyun kaldırma kuvvetine güvenip egolarımızı omzumuzda taşıyor, biz konuşmuyor egomuzu konuşturuyoruz ve çoğu zaman emir kipi kullanıyoruz ‘ Benim için değişeceksin ‘ .
Benim için…
Benim için…
Ben, benim için yazıyorum.
Siz kendiniz için okuyun.
Merhaba İnsanlık
Ben geldim.
Büşra Öklük