Resimleriyle manevi enerji alanı yaratmayı amaçlayan, spiritüalizm ve plastik sanatlar arasında derin ilişkiler kuran ressam Cengiz Yatağan, “Herkes kendi puzzle’ını oluşturuyor ama hep bir parça eksik kalıyor” diyerek özetlediği Puzzle Parfum isimli markasını, koleksiyonda yer alan parfümleri ve hikayesini anlattı.
İnşaat, renovasyon, anahtar teslim otel işleri yapıyordum. İnşaat taahhüt işlerinin ardından Beyoğlu’nu çok sevdiğim için o semtten bina alıp onu renovasyonunu yapayım, sonrasında da otele çevirip işleteyim dedim. Bir bina aldım, o sürede iki arkadaşım “Bana al, bana da aynısı yap” dedi. Benimkinin haricinde iki bina da almış olduk ve üç binanın da inşaatına başladık. Gayet güzel bir şekilde hepsini tamamladım. Stories Otel diye bir marka kurdum, otel ilgi gördü. Binaların orijinal halini koruyarak yapmıştım. Yurtdışından gelen turistlerin de bu güzelliği deneyimlemelerini istiyordum. Kendi paramla olmasa bile yatırımcı bulup 50 bina yapmayı planlıyordum ama toplumsal olaylar ve terör olayları derken bizim işler durdu. Bu esnada da benim sinir, stres tavan yapınca ruhumu ve kafamı rahatlatmak için hobi olarak inşaat malzemeleriyle resim yapmaya başladım. İş ile resmi 5-6 sene beraber götürdüm sonrasında resim işi epey büyüdü, yurtdışında sergilerde ilgi gördü, beğenildi. Sonuç olarak inşaat işini bırakıp sadece resim ve heykel yapmaya başladım.
Eksik parça
Heykeller de puzzle’lardan oluşuyordu. Bunun nedeni de insanlar doğumlarından itibaren bir şeylerin parçası olmak için mücadele ediyor. Çocukken ailenin parçası sonrasında okul hayatı, iş hayatı derken aynı zamanda kendi puzzle’ını oluşturuyorsun ama hep bir eksik parça kalıyor ve onun peşinde koşturuyorsun tekâmül yolculuğunda. Kimse puzzle’ı tamamlayamıyor. Heykeller de benimle bütünleşen bir parça oldu. Aynı zamanda kokuya da meraklıyım benim için önemli bir konu. Bu heykellerden yola çıkarak parfümler yapmak istedim. Parfüm şişelerinin de puzzle şeklinde olmasını istiyordum. Bunu Türkiye’de yapmak kolay değildi. Haliyle elinizdeki bu parfümlerin şişelerinin istediğim gibi olması adına çok uğraştım. Hindistan, Pakistan, Endonezya, Malezya, Amerika, Avrupa gitmediğim ve aramadığım yer kalmadı. Eğer şişeleri puzzle formunda yapamasaydım bu işi gerçekleştirmeyecektim. Kendi gustom ve tecrübemle bir şey ortaya çıkardım ve sizin eksik parçanızı tamamlamayı arzu ettim. Yaklaşık iki sene şişeyle uğraştım. İlk lansmanımızı İtalya’da Esxence Fuarı’nda gerçekleştirdik.
Beş değil altı duyu
Kova burcuyum, Kova mantık burcudur. Hayatımı yüzde 75 mantık, yüzde 25 iç sesimi dinleyerek geçirdim. Ama sanatın içine girince bu durum takla atmaya başladı. Çünkü mantığımı kullanarak nehrin içinde ters yüzen bir karakterdim bu da gideceğim yere ızdıraplı ve darbe alarak varmama neden oluyordu. Akışa bırakarak varış noktasına daha hızlı ve darbe almadan ulaşabileceğimi gördüm. Bu insanın yaşadığı, gördüğü şeyleri dışarıya aktarımıdır aynı zamanda içinden geleni dışa aktarımla ilgili bir şeydir. Resim yapıyorum Allah’ın ortaya çıkardığı renkler bunlar, insanoğlunun ortaya çıkardığı şeyler değil. Aynı şekilde kokular da Allah’ın yaratımı. Benim için beş değil altı duyu var, bana göre ruh da bir duyu. İnsanların altı hissine de dokunmak için sanat yapıyorum. Bunun için sanat yapıyorum ve bu nedenle de parfümler ortaya çıktı.
Modern ve otantik
Resimlerim enerjisel nesneler. O günkü moduma göre renklerimi ve dinlediğim müziği seçerek resim yapmaya başlıyorum. Orası benim terapi alanım. Tuvalle, malzemeyle ve aktarımınızla alakalı ruhani bir birliktelik oluşuyor. Bazı koleksiyonerler burayı gezerken resimleri gördüklerinde aralarından bir tanesi onları fazlasıyla çekiyor. Bunun sebebi içsel bir konudan kaynaklanıyor. Bazen bir koku koklarsınız sizi çocukluğunuza götürür bazen bir parfüm koklarsınız “Bu benim” dersiniz, içsel bir heyecan yaratır. Kokuları doğal, insan ruhuna dokunan nitelikte ve Ortadoğu kültüründe yaşatmak istedim. Çünkü biz bu kültüre aşinayız, Osmanlı’dan geliyoruz. Modernleştirerek, özel, otantik kokular ortaya çıkarmak istiyorum.
Dünyevi ve ruhani
Koleksiyonda her koku farklı bir hissiyatla yapıldı, şişelerdeki fontlar bile bana özel. Hepsinin algısı ve hissiyatı farklı. Sanatla parfümü birleştirdim. Aynı zamanda bu koleksiyonda ruhani ve felsefi konular üzerinden ilerledim. İsimler de benim için çok önemli. “Purgatory” araf demek. Bazıları bunu tam tersi olarak algılasa da Araf benim için dünyevilik ve ruhanilik arasındaki stabil çizgi. “Lal” benim kızımın adı aynı zamanda yakut kırmızısı demek. Hepsinin hissiyatı ayrı. “Fibonacci”, Da Vinci’nin altın oranı. “Sarcastic”, şımarıklık demek. Ama şımarıklık ve ukalalığı dengeli bir şekilde kullanırsanız çok benzersiz bir gusto standartı oluşturursunuz, o da ona atıfta bulunuyor. “Daylight” güne yeni başlangıç, yenilenecek olan yaşamın aktarımını ifade ediyor. Dört, beş sene içinde toplamda maksimum 20 tane parfüm üretmek istiyorum. Bu parfümü illa kullanmak zorunda değilsiniz. Şişe bir art piece olduğu için onu koleksiyoner olarak tamamlayabilirsiniz.
Ali Mert Alan