şiir üzerine şiir yazmak mümkün.
bin kollu kambur bir mahlûk gibi,
elde uç uç böcekleri, pabuçsuz koşmak mümkün.
merhabasız veda etmek,
hiç kanamasız dönmek gitmeden.
ve ötmek sabah körü; ‘yok olsun anne dilekleri’.
yer demir,
gök dikey bina gürültüleri.
oysa her çağlayan yerçekimine yenik.
yine de hepsiyle yaşamak mümkün.
kötülük ezbere,
takma o zebanilerin boynuzları,
kan üzerine kan kusmak mümkün.
düşmek gece yarısı; ‘kahrolsun sevgili düşleri’.
sıcak ete ekmek bıçağını,
ılık ılık düşlemek mümkün.
kuşlarla sevaba girmek,
günaha su vermek soluk soluğa.
çelikle kıstırmak derini gitmesin diye izi
ve yutkunurken durmak.
orada, öylesine.
şaka değil, durmak mümkün.
çarpmak en uzak güneşe
sonra erimek sesinde,
ve demek şöyle
yaşasın o karanlık şehir
sonra şu ölümsüz kaldırım
yaşasın adımı attığın adım
bir de şu ağzımdaki tadın.
gerisi birer ezan cinneti,
milyon kez gömülmek gerisi, mümkün.
gökten bir cehennem düşse
içim bir suyun kenarında gülümsese
tek bir kez kılıç gibi
tek bir an şu kör gözlerim seninle
yaşasın
şaka değil
orada öylesine
ve bir kez ölmek mümkün.
Yazı: Yiğit Ünsay
Fotoğraf: Alexey Bednij