Özet: Suriye’deki savaş devam ederken, görüşmeler de sürüyor. Daha da sürecek gibi gözüküyor. Zira BM’den, Cenevre’de bir ilerleme kaydedilemeyen görüşmeler için “özür” geldi. Özrün gerçek niyetini asla öğrenemeyeceğiz. Ancak ister istemez ülkemiz liderlerinden yalandan da olsa bir “şık”lık yapılsa, diye kandıramadan edemiyorum kendimi.
BBC’nin internet sitesindeki bir haberde “Suriye için gerçekleştirilen barış görüşmelerine arabuluculuk yapan” BM görevlisi Lakhdar Brahimi, “Cenevre’de gerçekleştirilen barış görüşmelerinde herhangi bir ilerleme kaydedilmediği için” Suriyeliler’den özür diliyor. (15 Şubat 2014 – http://www.bbc.co.uk/news/world-middle-east-26207315)
Bu haberi gördüğümde 2011 yılında çalıştığım kurumda peşinde koştuğum(uz) muhaliflerin Türkiye’deki “gizli” görüşmeleri geldi aklıma. Henüz Suriye’deki iç savaşın terimin sözlükteki anlamını tam karşılamadığı dönemlerde muhalif cephenin önde gelen isimleri “gizlice” yapılması gerekeni görüşüyorlardı. Sütlüce’deki Hilton Garden Inn’deki görüşmelerin sponsoru muhtemelen “Dışişleri Bakanlığı” yani Türkiye idi. Şişli’deki Holiday Inn’de benzer bir sürece ev sahipliği yaptı. Görüşmeler günlerce sürdü. Birileri sürekli geldi, konakladı, konferanslar düzenledi ve gitti.
Görece “lüks” otellerde, imkanların ev sahibi tarafından bir “konfor” içerisinde sunulduğu, insanların hayatlarını kaybetmeleri için kararlar alınıyordu. Ne de olsa “iktidar”ın el değiştirmesi için birileri hayatlarını kaybetmeliydi. Hesapta olan ancak olmayan şey ise bu insanlar arasında kendi vatandaşlarınızın da olma ihtimaliydi. Reyhanlı’da bomba yüklü bir araçla katledilen 52, yaralanan 130 vatandaşımız mesela… (http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/10/131023_reyhanli_iddianame.shtml)
Yalandan da olsa…
Ve “Birilerini” kandırmak için dahi olsa Türkiye’deki görüşmeler sonrasında muhalif liderlerden hem kendi ülkesindeki vatandaşları hem de Türkiye’deki vatandaş bir özrü hakediyor”u düşündürttü bu haber bana. Hatta Türkiye devleti temsilcileri de çıkıp bu özrü dilemeliydi her iki ülkenin vatandaşlarından. Çünkü bu ülke de, katledilen bedenlerin sorumlularından.
Günün sonunda ise yine birileri sürekli konuşacak, dün olduğu gibi… Birileri de sürekli ölecek, yarın da olacağı gibi. Tecavüz her zaman konfor içerisinde meşrulaştırılacağı İsviçre’de: Her daim bir konfor içerisinde, her daim “yoğun” geçen toplantılar sonrasında “biraz konforun” hak edildiği inancıyla…
Türkiye “kalemlerin kırılacağı ülke” mi olacak?
Türkiye’yi de “tecavüzün meşrulaştırılacağı” ülkelerden biri haline getirmeye çalışıyorlar. Siyasetin “yalancı terimlerini” kullanıyorlar: “Bölgesel güç”, “küresel güç”, “BOP Eşbaşkanı”, “HOP” Eşbaşkanı”… Umarım Türkiye elini daha da kirletmez, ve her türlü hukuk dışılığın konfor içerisinde meşrulaştırıldığı İsviçre gibi tecavüz senaryolarının yazıldığı daimi ve sonrasında da “özür”lerin dilendiği adreslerden biri olmaz.
Yazı: Kağan Konçak – kagan.koncak@gmail.com
Fotoğraflar: Reuters ve AFP