Fotoğraflar yalnızca kayıpları hatırlatıyor

filhakikat-Fotoğraflar yalnızca kayıpları hatırlatıyor by canonrat

Cep telefonumun duvar kağıdını değiştirmek istedim. Bir kedi bakıyordu bana, aylardır, ekrandaki başlıkların, uygulamaların arasından. İşte bir gün bir kedi bir çaycıda masama çıkmış bana bakıyordu: Yok, aslında masanın üstünde oyun oynuyordu kendi kendine; ama güzel bir sahne için, onu kandırmış, onun oyununu yöneltmiş ve sanki kameranın içine bakarmış gibi çekmiştim onu.

Önce yeğenimin resmini koymayı düşündüm. İşte, benim büyüdüğüm ev gibi bir evde, sobayla ısınan, çekyatlı, üstüne bir de gömme dolaplı bir evde, ucuz ama temiz kıyafetler içerisinde, annesinin dizinin dibinden ayrılmadan, onu delirterek, arada ondan bir iki fiske yiyerek, zaten işi başından aşkın olan annesinin başında atsan atılmaz satsan satılmaz bir bela olarak büyüyor sarıbaş. Arkadaşlarının arasında oynarken silinse, onları bir yandan izleyip bir yandan yakalamaya çalışmaktan yorulsa da; baş başa kaldığımızda hem akıllı sorular soruyor, hem de onu sulu sulu öpmeme izin veriyor.

Ancak, bu sarıbaşı, değil tek başına, diğer sarıbaşlarla bir arada da olsa telefonun ekranına koyamam. Onların fotoğrafı, yalnızca onları ne kadar özlediğimi, bu özlemle yaşamaya mecbur olduğumu hatırlatmıyor bana. Çocuklar büyüdükçe, tam da bu mesafe, bu özlem nedeniyle, bir gün bir yanıyla katlanılmayacak bir fark oluşacağı korkusundan, bu farktan ölesiye kaçmak için zamanı durdurmak arzusundan da değil.

Bizim sarıların fotoğrafı bana geride ne bıraktığımı hatırlatıyor. Oradan onların yanında yaşayıp gidebilecekken, onların büyümesini adım adım izlerken, giderek onlar bana ben onlara benzerken taşların yerinden oynamasını hatırlatıyor. İşte ben burada bu farka mecbur kaldım ve yeğenlerimin sarılığından ayrıldım. Onların resmine bakmak çok zor; çünkü onlar bana yiten beni hatırlatıyor.

Resimler hep yitenlerin resmidir. Yıllar evvel, bir arkadaşım babasının ölüm döşeğinde bir fotoğrafını çektiğinde, sil demiştim, boş ver, sağlığıyla hatırla. Ne olursa olsun, insan daha çok anı biriktirmek istiyor. Zamanı durdurmak, ne ötekilerden ne de kendinden hiçbir şey kaybetmemek istiyor. Kayıplar, unutmakla tehdit ediyor: Neydi yüzüm, gözlerim ne renkti. Fotoğraflarsa hatırlatıyor; ama yalnızca kayıpları. İnsanın zihninde bir yüz çizmekten başka şansı kalmıyor; çünkü fotoğraflar ne gösterirse göstersin, hatırladığın sen gözlerini kapayınca belirendir.

Sonunda ben de, dayanamadım, zamanında bir bekleme salonunda karşılaştığım üzerinde kapanmış bir bankanın adı yazan bir bank resmi koydum. Bu resmin en ciddi alternatifi, Gecegelen marka bir kasa resmiydi.

Musa Acar

musa.acar.yasiyor@gmail.com