Yozgatlı Anka Kuş

Hikayelerinde krallara, kraliçelere atıfta bulunan ya da geçmişi bir asrı aşan parfüm markaları var. Bunların hepsi insanlarda o parfüm markasına dair algı oluşturmak adına iyi bir malzeme. Malum iyi hikayeler her zaman dikkat çeker. Hele bir de gerçekse. Avusturalya’da yaşayan gurbetçi Ali Erkekli’nin parfüm evi Anka Kuş’un hikayesi ne krallara ne kraliçelere dayanıyor. Ama okuyunca siz de hak vereceksiniz ki Anka Kuş’un hammaddesi fazlasıyla dizi gibi. Arkadaşlık, ihanet, yokluk, gözyaşı ne arasan var.

Yozgatlı bir ailenin çocuğu olan parfümör Ali Erkekli Avusturalya’da doğuyor. Yaklaşık 7 sene önce, parfümlere dair çok da bilgisi olmayan Erkekli, Melbourne’de niş bir parfüm mağazasını ziyaret edince hayatı tamamen değişiyor. O güne dair “İçimde tuttuğum tüm yaratıcılığı açığa çıkarabileceğimi fark ettim” diyor. Sonrasında parfümlere ve parfüm tasarımına dair ne kadar kitap, bilgi, internet videosu varsa araştırıyor. Ardından da eski ortağı Rasei Fort’dan gelen “Kendi markamızı yapalım!” teklifini düşünmeden “Evet” diyerek kabul ediyor. Birlikte bir parfüm markası kurarak sektöre adım atıyorlar. Ortağıyla birlikte kurduğu markayı güçlendirmek için iki tam bir de yarı zamanlı işte çalışan Erkekli, “Çok çalışıyordum çünkü paramız yoktu, eve gitmiyordum, hayatım iş yerlerinde geçiyordu” diyor. Çok emek verdikleri Fort & Manle isimli markalarının insanlarla buluşmasıyla da verdikleri emeğin karşılığını alıyorlar.

HAYAL KIRIKLIĞI VE İHANET

Koleksiyonlarında yer alan “Fatih Sultan Mehmed” isimli parfümleri 2017’de Berlin’de saygın parfüm markalarının da yer aldığı Art and Olfaction Awards’da finale kalıyor. Bu başarı onların adının duyulmasını ve prestij kazanmalarını sağlıyor. Ödül törenindeki toplu fotoğrafta Ali Erkekli, kafasında fesiyle tebessüm etse de sonrasında işler onun adına değişiyor, adeta gülmeyi unutuyor. O günleri başarılı parfümör şöyle anlatıyor; “Ortağım tasarladığım parfümleri ve tüm çalışmalarımı kendine mal etti. Yaptığım parfümleri ben değil de o yapmış gibi davrandı. Yola çıktığım arkadaşım başarı gelince çirkinleşti. Onunla devam etmek istemedim. Ama mali bir anlaşmaya da varamadık. Yasal işlem başlatmaya çalıştım ama avukatlar bana bunun yaklaşık 100 bin dolar maliyeti olacağını söylediler, bunu da karşılayacak durumum yoktu. Bende ceketimi alıp ayrıldım. Sonuç olarak hem dost kazığı yemiştim hem de maddi anlamda her şeyimi kaybetmiştim.”

DOST KAZIĞI = MOTİVASYON

Yaşadığı bu acı tecrübenin ardından Ali Erkekli’nin kendini psikolojik anlamda toparlaması bir yıl sürüyor. Bir yıllık aranın ve sorgulamanın ardından “Küllerimden ve ateşten doğdum” dediği ve bir anlamda eski dostuna karşı bir rövanş istediği yeni parfüm markası Anka Kuş’u kuruyor. Sıfır sermayeyle işe girişen Erkekli, yine üç farklı işte çalışıyor. Bir işten diğer işe giderken toplu taşıma araçlarında uyuyarak enerji topluyor. Yediği dost kazığı da her fırsatta onu daha da motive ediyor.

MACERA ANKA KUŞ’LA DEVAM EDİYOR

2019 yılında ilk koku koleksiyonunu tamamlayan Ali Erkekli, Anka Kuş’la parfüm meraklılarına zengin bir dünya sunuyor. Friedrich Nietzsche, Topkapı Sarayı, Absent, Isparta’da gülcülüğü başlatan İsmail Efendi, Osmanlı’nın zengin kültür mirası, edebiyat ve filmlerden etkilenerek tasarladığı kokulardaki en büyük kıstası ise imzasını koyduğu işlerin onu etkilemesi, beğenmediği ve inanmadığı parfümleri kesinlikle insanların beğenisine sunmaması… İvmesi yukarı doğru çıkarken yükseklerden düşen ama tekrar yola koyulan Ali Erkekli’nin ilgi çeken macerası Anka Kuş’la güzel bir çizgide ilerliyor. Yediği dost kazığının ardından intikam duygusuyla tekrar sahneye çıkan Ali Erkekli, belli bir süre sonra Yeşilcam filmlerindeki gibi eski dostu, yeni rakibine karşı “Bir zamanlar fakir ama gururlu bir genç vardı, hatırlar mısın?” diyeceği günü bekliyor.