Şiir 6 (İkiz)

Sen ve ikizinle yürüdüğümüz yollar

Çok uğraklı iki yabancı gibiydik

Salıncağın zincirini çözmüş

Sallanmak isteyen

Tanıyorum dediğim her şey

Uğraksız olunca duruma

Onu kurtarmayayı istedin

Uyuduk

Aklım ve ikizin

Herkes ordaydı

Gariban kırmızıya dadanan ruj

Ayakkabım gibi vurdun dünyaya

Sana yetişmek için kanayan parmağı unuttum

Sadeleşmeyi öğrenmek gerek dedik

Kahvaltıya düğmesini ilikletirken

Ve ağzına cenkler yetiştirirken soğuk kahven

Şeker ve süt

Artık adı kahve değil derken, sustuk

Yanımızda ses ve parke

Kabaran öfkeye tez perde çekmeler

Biz bakarken seni hatırladık

İkizin dalıp öylece

Bizi anlattık

Artık yolcular yoktu

Dünyaya ihtişamlı hayalar

Hayal ve dua artık eksiksiz

Yanmayan kibrit bu fersiz geceye rüya

İkisizine ise güya beni bıraktı

Duyunca gözlerimden dahiyane intiharlar

Sorular ve biz kaldık

İkizin yoktu

Gülüyorum

Böyle tamamlanır bildim ilk öpüş

Kaşlarının arasından odalarına düşerken

Dönüş yolunda ellerin aklıma gelmezdi

Kestik ve artık benimkiler de yok

Bilmezdi tanrı,

sözün aynasında parmak izine izin yok

İkizin

Ah, diz dediğinde sekizin içindeki ikileri

Birden sonra üç geldi diyemedim

Karardıkça geceden gündüze doğru gidemediğim o sabahlar

Unutmak için kapı zillerini bekledik

İkizin, sen ve dualar.

Şiir: Büşra Kayhan