Safi Meyhane’de lezzetli bir gece

Bu aralar evde tekim. Akşamları donmuş gıda yemekten imanım gevredi. Yorgun argın ve bıkkın bir şekilde kendimi eve attığımda buzluktaki köftelerle göz göze gelmek artık köfte tadından ziyade kabak tadı vermeye başladı. Tam bu sırada dediler ki Safi Meyhane menüsünü değiştirmiş. Bir tat bakalım. Bana uyar. İş çıkışı, trafiğin olmadığı  yolda hızlı bir şekilde zeytinyağı gibi akarak Şişhane’deki  Safi’ye vardık. Safi Meyhane’yi bilmeyenler için şöyle tarif edeyim. Mekan Yeşilçam filmlerindeki meyhaneleri andırıyor. Ama o filmlerdeki gibi siyah beyaz değil renkli. Böyle meyhanelere “modern meyhane “ diyorlar. Mekan oldukça sade, göz yormayan, eski meyhaneleri andıran bir tasarıma  sahip.  Safi’nin yeni menüsünden bahsedecek olursak meze çeşitliliğini oldukça arttırmışlar. Mezeleri ödüllü şef Aydın Demir’in  danışmanlığında yapmışlar. İyi de yapmışlar. Ortaya çıkan sonuç gayet güzel ve lezzetli olmuş. Yeni menüde Osmanlı, Ermeni ve Yunan mutfağından tatlar var. Mezeler arasında en çok  saray sofralarından gelen Vişneli Sarma, Uskumru Dolması, Ermeni mutfağından Topik’i ve asma yaprağında pastırmalı külbastıyı beğendim. Beni benden alan meze ise nar ekşisi sosuyla sunulan Halep Köftesi oldu. Yemelere doyamadım bu köfteyi. Bu köfteyle damağım Nirvana’ya ulaştı.  Kayseri’nin haklı gururu mantıya getirdikleri farklı yorumda harika olmuş.  Sıradışı lezzetlerin haricinde hellim peyniri, közlenmiş biber, imam bayıldı gibi bildiğimiz tatlara Aydın Usta çok güzel dokunuşlar yaparak ortaya daha farklı ve beğeneceğiniz mezeler ortaya çıkarmış.

 

Tatlılar arasında da en çok Portakallı baklavayı beğendim. Tadı muhteşem. Baklava deyince aklınıza hemen alışıldık baklava görüntüsü gelmesin. Portakallı baklava daha ince ve silindir şeklinde. Ayıp olmasa tepsiyle yiyebilirdim.

 

 

aydın demirGecenin sonuna doğru artık eve gitmeye az kalmışken ve soda içerek midemi biraz rahatlatmaya çalışırken masanın üzerine koyduğum cep telefonumun ortadan kaybolduğunu gördüm. Arıyorum yok. Tüm mekan seferber oldu, benimle birlikte telefonumu arıyor. Diğer hattımdan kayıp telefonumu arıyorum uzun uzun çalıyor. Beşinci kez aradığımda bir kez çaldı. Sonra da meşgule döndü.  Kendi kendime “Ali Mert bir bardak soğuk su iç oğlum” derken karşımda Aydın Demir’i gördüm. Yanlışlıkla kendi telefonu diye benim telefonu almış. “Kusura bakmayın” dedi. Estafurullah Aydın Bey ama aklımı aldınız. Artık bir tepsi Portakallı Baklava yaparsınız” bana dedim. Karşılıklı bir kahkaha attık. Sonrasında  birkaç saat içinde kocaman olan göbeğimle beraber eve doğru yola koyuldum.

 

Ali Mert Alan