Ruhi Mücerret ellerinden öpüyorum

Murat Menteş- Ruhi Mücerret

420839

“Hayat nasıl gidiyor?”
“Yaşayan birine sor.”

April Publishing-320 sayfa

İnsan yaşlanınca neler yaşar, nasıl hisseder? Hangi yöne bakar gözleri? Tahtalıköye mi yoksa hayatın akmaya devam eden sularına mı? Fiziği nasıldır? Buruşuk elleriyle sarkmış bedenini beğenir mi? Eski şarkıları açtıkça gençliğine zıplayıverir mi? Ya ruh hali? Pişmanlıkları… Hala içinde sönmeyen hisleri… Aşklarını hatırlar mı aynı heyecanla? ‘Ruhi Mücerret’ ile hepsine tepeden, tabandan, sağdan, soldan tanıklık edeceksiniz.

Kitabı okumaya başlayınca, kısa sürede bitireceğimi, beni içine hapsedeceğini kestirmiştim. Öyle de oldu. Okumaya başladım ve ansızın biten cips gibi boşlukta hissettim kendimi. ‘Kim yedi lan cipsimi’ tavrıyla bakındım etrafıma kitabı rafa koyarken. Kitabın bitmemesi lazımdı. Son istiklal gazisi Ruhi Mücerret dedenin serüvenlerine devam etmesi lazımdı. Hayali öğelerin çokça kullanıldığı kitapta Murat Menteş, nasıl olur da yaşlılığı bu kadar güzel tasvir edebilir dedirtiyor. Ben kitabı okurken, yazarın yaşını bir kez daha kontrol ettim. Adam genç gözüküyor. Ne yaptı bu adam? 100. yaşına mı ışınladı kendini. Allah uzun ömürler versin de bilmediğimiz bir yolculuğa mı çıktı?

Hani böyle çok sevdiğiniz bir kişiyi görünce elini sıkıca sıkarsınız ya, Ruhi Mücerret tüm o sayfalar boyunca elinizi sıkıca sıkıyor ve bırakmıyor. Dostluğun önemini, o yaşta bile vurguluyor. Ölen arkadaşının son isteği için yaşına rağmen ölümün peşine düşen Gazi, bu yolculuk esnasında aşka selam veriyor. Kalbi o kadar yorulmuş bir Gazi ki sürekli kendi ile çelişiyor; ‘ne zaman ölürüm acaba?’ Bu kadar çok ölmeyi isteyen ama ölemeyen başka biri olamaz. Kim ister ki ölmeyi? Ruhi bey istiyor. Ama yaşayacakları var daha…

Bu kitap için çok ciddi, çok klasik cümleler kurmak istemiyorum. Aslında kurulsa hepsinin doğruluk payı var. Ama öncelik bunlara ait değil. O kadar eğlenceli bir kitap ki ciddiyeti, aşkı, koşturmacayı bir yere bırakıyorsunuz. Okuyun, ne demek istediğimi anlayacaksınız. Anlamaz iseniz de inanın bu Ruhi Mücerret dedemizin sorunu değil. Sizin sorununuz!

Kitap’ta son istiklal gazisi Ruhi Mücerret, çizgi roman tadındaki aksiyonlara girişir. Serüven aşkla, ölümle, arkadaşlıkla ve oyunlarla devam eder. Sonuna doğru daha çok tutuluyor insan kitaba. Bant ile elinize yapıştırsalar şikâyet etmezsiniz. Çünkü her an her şeyi yapabilecek bir ‘Gazi’ var karşınızda. Kitabın tasarımı da görmeye değer. Daha önce pek rast geldiğimiz bir tasarım değil. Her anlamda okunası bir kitap, eli öpülesi bir dede. Öpüyorum ellerinden Ruhi dedem. Kralsın, Sultansın, Adamsın…

‘Aşk gençlerin bildiği fakat ihtiyarların oynadığı bir oyundur’ diyor 30’luk ihtiyar. Emin olmaya, Ruhi Mücerret ile gurur duymaya var mısınız?

Serdar Vardal