Kafatası fili konuşmaları

kafatasıfilikonuşmaları

Kay bakalım kenara.Bakma öyle kay!

İşte öyle oluyorsun, git başımdan demeye bile dilin varmıyor bir şey söylesen sanki içindeki tuttuğun her şey bir anda devrilecek ve sen altında kalacakmışsın gibi, un ufak olacakmışsın gibi…Bir türlü bitmedi dimi bugün? Saatlerdir seni izliyorumve sen sanki yüzyıl sayıyormuş gibi zaman geçsin diye bekliyorsun ama bitti.Bitmesini istemediğin günleri unuttun dimi? Unutursun… Fil olman bir şeyi değiştirmez sonuçta bir insanın beynindesin.Peki o günlerin bir daha gelmesini istemediğini de unuttun dimi? Olur öyle her sıkıntında bir diğerini unutursun.Gerçek şu ki unutmadın sadece yok saydın, unutmak diye bir şey yok, çünkü yaşadığın şeyleri unutman hiç yaşamamış olduğunu gösterir ozaman da dünyanın en afili yavşağı olur çıkarsın, haberin olmaz.Ben genede bir an için yok saydığını düşünüyorum, hatta eminim.Bazen öyle olur gerçekten kendini Eiffel kulesinde vida sıkıyormuş gibi hissedersin hatta içinden Berlin duvarı geçiyormuş gibi olur en acısı da hangi yarın ne tarafta kalmış bilemezsin.Böyle üzeri sıkıca bantlanmış, kırılacak eşya kutusu gibi, tabi ki kamyonun içinde devrilmiş olanından bahsediyorum.O zamanda bilemezsin içinde kırılanmısın yoksa o kırılanları toparlanmaya çalışan bantmı? Hatta tüm bunlara kendini gark etmiş o kutumu? Günlerden haberin olmadığı günlerini özlersin. Yaparsın, çünkü bencilsin senin günlerini bilmediğin zamanlarda ne kıyımlar katliamlar oldu, yani sen emeklemeye çalışırken, insanlar dik durmanın telaşındaydı.Sen şimdi böyle hortumu yere serip, kulakları seğirtirsen haksızlık yapmış olursun. Tabi ki herkesin acısı kendine, senin canını ney kim yakıyorsa, ondan çıkar. Yapabiliyorsan… Parçalan, ama dağılma 300 Spartalı’yı hatırlıyor musun? Adamlar öldürdükleri düşmanlarından duvar yaptılar, sonra onları üzerlerine yıktılar. Her bir parçanı üst üste koy. İlla öfkemin kurbanı olacağım diyorsan, seni kim parçaladıysa onun üzerine devir. Ama bil ki, onu hayatına sen aldın. Hadi tek kişiye yüklenmek hata olur, geçemediğini sandığın yaraların oluşmasına sen izin verdin.Şimdi kendine yüklenmeyi de bırak debelenmenin çaresi yok olmuş ve bitmiş şeylerin sana etki etmesine izin verme.Öfke kötü bir şeydir. Bana sorarsan en az merhamet kadar gereklidir.Herşeyin kararında diyen insanlar haklıdır lakin Ölçü sende, senin hayatına lazım olan neyse, onu bulmak senin elinde.Başkalarına iyi davranmakla,insanlarla iyi geçinmeye çalışmanın arasındaki ince çizgiyi fark et. Onu geçince yavşaklaşırsın ve bu deminde söylediğim gibi olmaması gereken bir şeydir.Mükemmel olmadığının farkına var. Hata yapacak ve arkasında duracak kadar dürüst ol.Alttan almak diye insanların kullandığı o deyimin uygulama şekli; hazmedemesende mideye indir, orada kalsın olarak algılansada en büyük yanlıştır. Çünkü hazmedemediğin, midende tuttuğun o şeyler, kusmana neden olur bu bir nevi seni iğrenç yapar.Sen iyisimi baştan yutma. Bırak agresif, sert hatta öküz desinler. Bu iğrençlikten iyidir.İğrençliğin kusmandan değil, hazmedemediğin o şeyi yutmandandır.Yani mutasyona uğradın madem anakonda değil de kısrak ol.Özgürlüğünün kısıtlanmasına izin verme, alabildiğine bütün kırlar seni çitlerden atladığında göreceksin, bir de şahlandığını düşünürsek ve tabi ki sadakat… Önce kendine zaten ozaman karşındakine saygıda kusur etmemiş olursun. Ben tüm bunları yaparsam peki yine kaybedersem de dersen haklısın, öyle bir kemik aynı yerden kırılmaz durumu herzaman geçerli değil aynı yerden defalarca kırılırsın.Dur bak, ozaman asıl kaybedenin kim olduğunu anlayacaksın. İlla bir kayıp diyorsan, yaşamdan gitti. Haklısın o kadar da olsun.Acıdan geçmeden mutluluğu bekleme, değerini bilmezsin ve bence onu anlatmaya çalışma yetersiz kalır. Çünkü onun tarifi henüz yok. Aşk gibi…Gel gör ki okadardır sadece tespit.Hadi toparlan silkelen, bak geçmez sandığın bir gün daha geçti, bahar geldi. İstanbul da yağmur olması bir şeyi değiştirmez bahar geldi!

Gençler beni de alın aranıza…

Meltem Doğan