Dünyanın en samimiyetsiz cümlesi: “seni anlıyorum”

Angutyus dünyanın en samimiyetsiz cümlesini yazdı…

O kadar samimiyetsiz, yapay ve kof bir cümledir ki hani sağlıksız yiyecek ve içecekler olur ya plastikten, içinde ne idüğü belirsiz. Hani çok da lezzetli olur ama biliriz tatsız tuzsuz, leş bir besindir ama kafamız iyidir. Köşe başında .. kafa bir dünya.. nohutlu pilavın üzerine ketçap/mayonez dökecek kadar gözümüz dönmüştür ya. Beş dakika sonra kusacağımızı bile bile boş bakışlar ile kaşıklarız ya hani.

İşte; “seni anlıyorum!” da bu kadar ihtiyacımız olan, beynimizi uyuşturan plastik, bize hiçbir faydası olmayan ama kafamız güzelken eroin gibi aradığımız, kıvrandığımız bulamayınca krize girdiğimiz elde ettiğimiz zamanda kustuğumuz bir cümledir. Anlatırsın, haykırırsın derdini. Suya yazar gibi, gölgen ile konuşur gibi anlatırsın ve karşındaki kişiden “seni anlıyorum” diye bir cevap beklersin. Karşındaki sana diyemez “anlatma derdini derdim siker derdini” sadece; “seni anlıyorum” diye mırıldanır. İnan bana dinlememiştir bile senin söylediklerini. Haykırışlarını, içinde kopan fırtınayı. Minnet ile bakarsın yüzüne. Karşı cins ise dudaklarını uzatırsın. Sana verdiği iki doz teselli için bedenini, sevgini verirsin. “seni anlıyorum” bir kırılma noktasıdır. Samimiyetsiz, leş, kepaze bir yalandır. Bu lafı kullananlara “ulan sikik.. ben kendimi bile anlayamıyorum.. sen nasıl beni anladın iki dakika da?” diyorum.. Sokak kedilerine anlatın dertlerinizi.. O leş “seni anlıyorum” yavşaklığına hiç girmiyorlar, sadece boynunu kırıp sarılıyorlar. Sokaklar iyidir. Kediler de iyidir, sokak kedileri en güzelidir.

Yazı: Angutyus

İllüstrasyon: Gosti