Cep telefonu

by stereo unit

 

Zaman çok değişti. Sadece zihniyetler değil, teknolojiye bağlı olarak insanın çağdaşını yakalama çabası, olimpiyatta koşulan yüz metreyi aratmayan seviyede bir mücadele halini aldı. Hatta en tuhaf geçişleri yaşamış bir nesil olarak en yakınınızdaki dede, ninelerin ellerine bir cep telefonu tutuşturursanız, çevirmeli telefonla yaşlanmanın mirası olarak, avuçlarının içinde tuttukları aletin tuşlarına, diğer ellerinin işaret parmağıyla basarak ararlar numaraları. İnsanın mutasyona uğradığı, baş parmakların, işaret parmaklarından çok daha hızlı çalışıp, işe yaradığı bir dönem oldu cep telefonu sonrası yaşam. Eskiden her sokak başında bir telefon kulübesi görmek mümkündü. Şimdilerde ise o kulübelerin onda biri kadar baz istasyonu yetiyor, sevenleri kavuşturmaya…

Randevulardaki “Saat tam sekizde, iskelenin orada…” nokta atışlarının, “Çıkarken mesaj at” “Yaklaşınca ara” “Çağrı yapınca aşağı in” yaklaşık sonuçlarına yenilmediği, buluşma vaktinin, buluşma yerinin ve yakadaki kırmızı karanfilin hayati önem taşıdığı günlerdi. Arkadaşların nerede oturdukları, hangi zil, hangi kapı onlara ait bilindiği, “bizim çocuk nasıl tiplerle çıkıyor?” endişelerinin bir nebze olsun törpülendiği zamanlardı. Apartman önlerine gidip aşağıdan bağırmak diye bir şey vardı. Sonra cama taş atmak, kız arkadaşa telefon edilecekse, ailesinden birine denk gelmemek için, önce kısa çaldırıp kapatmak… Nerdeee o zamanlarda yaşanan paralel telefon basılmaları, nerde şimdilerdeki oturma odasında iki abisiyle film izleyen kıza edepsiz mesajlar atma kolaylığı.

İlk cep telefonları, koca koca kasalar, estetik yoksunu dizaynlar, kota sığmayan, ceketi yamultan, taşındığı cebe doğru meyil yaratan kütlede cihazlar olsalar da, sahipleri belli bir ekonomik düzeye ulaşmış kişilerdi… Bu meretler ilk çıktığında pahada da yükte oldukları kadar ağırdı yani. Sonra biraz skala genişledi, teknoloji ilerledi, çeşit arttı, kullanıcı ağı genişledi. Hal böyle olunca, dönemin orta direk ergeni de, cep telefonu edinir hal aldı. Tabi geliri olmadığından hatsız, harçlığı yetmediğinden de genelde kontörsüz… Evin önünde duran benzinsiz bir arabada nasıl bir yerden bir yere gidemezsen, kontörsüz telefonla da akıcı iletişim sağlayamazdın. Ama bu pes etmek anlamına gelmezdi. Ergen düşündü, ergen taşındı ve nasıl, kimin başlattığını hiç bir zaman bilemeyeceğimiz, kızıl derililerin dumanla anlaşma yöntemlerinden ya da mors alfabesinden daha basit uygulanan ve daha çok şey anlatan bir metod geliştirdi; “Aklımdasın cevapsız çağrısı”

Aklımdasın çağrısı sadece bir aklımdasın çağrısı da değildi. O “Evden çağrı yap ” özelliğiyle, döneminin çok ilerisinde bir teknolojiyi, GPRS niteliğini de bünyesinde barındırırdı… Düşünüyorum da, ne güvensiz nesiller yetişmiş bu memlekette. Evden çaldır, anandan çaldır, babandan çaldır ve tabi ki en üst sınırı; Berna’dan çaldır…

7905128533 424….: slm a$kım nbr naypıyosun?
542 687.…: Beynalaydayım a$kitom. Oturuyoruz i$te. Sennn?
533 424….: hiç kulağım çınlamadı. Sen de çağrı yapmayınca, babamdan kontör atıp bi bakiiim dedim. He bu arada Beynadan beni bi çaldırsana.
542 687.…: aa ne gerek var sevgilim? Ne alaka şimdi?
533 424….: nası ne alaka? evdesiniz di mi siz? Bernaların evinden bi çaldırsana beni sen.
542 687….: ya a$kımm film isliyorus, hem babası içeride telefonun orda.
532 208….: kontürüm bitti annemin telden yazıyorum. Film mi izliyosunuz? Öyle boş boş oturuyodunuz demin. Bernanın babasından bi çaldırsana   sen beni…
532 677….: Benim de kontürm bitti. Berna da sevgilisiyle konuşuyor yok odada. Abisinden yazıyorum. Böle yapma nolur zor durumda kalıyorum bak.
535 432….: annemin kontürü bitti teyzemden yazıyorum. Kızım beni delirtme Berna’nın abisi kim ?
532 677….: ya yok mu Furkan abi işte…çocugun kaç yıllık sevgilisi var a$kım, iyice abarttın.
535 432….: bilirim ben o abileri falan Sibel. Furkanın sevgilisinden bi çaldır bakiiim sen beni..
532 677….: üff yeter be yeter burnumdan getirdin… Bakkala gidiyorum kontör alayım konusucaz senle, bekle.
535 432….: git al bakalım ne anlatıcan merak edıyorum!? Gider gıtmez de çaldırıyorsun bakkaldan.

Bu mesaj kavgalarıyla bir yere varan olmuş mudur? Sanmıyorum. Operatörlere çalıştık hep. Böyle istisnaları saymazsak aklımdasın cevapsız çağrısı iyiydi. Ekonomikti. Diyalog değil, his tabanlıydı. Güzel sözlerle değil, saf duygularla bezeliydi. En önemlisi de, telefonun yanınızda olmaması gereken zamanlarda eşe dosta devredilebilinen bir görevdi…

 Özgür Keskin

One comment to “Cep telefonu”
One comment to “Cep telefonu”

Comments are closed.