Al Namrood: Mizantropinin isyan yüzü

received_m_mid_1399989652751_4eacf914aebf8aba58_0

Suudi Arabistan’da Black Metal yapmak üzere yola çıkmış bir grup Al Namrood. Arapça yazdığı liriklerde Arap kültürünün ve dinin yoğun eleştirisini işleyen, kapak çalışmalarıyla olay yaratan ve ama yaptığı işten ve kara sanatlara olan tutkusundan asla vazgeçmeyen müzisyenlerden oluşuyor. Anlatacak çok konuları var, gündelik hayattan müzik piyasasına dek herkese ve her şeye karşı karanlığı bizzat kendi elleriyle yaymaya devam ediyorlar. O halde buyurun söyleşiye…

Al Namrood 4 albüme imza atmış bir Arap black metal grubu. “Heen Yadhar Al Ghasq” 2004’te piyasa sürülmüş son albümünüz. Albüme tepkiler nasıl? Canlı performans planlıyor musunuz?

Tepkiler her zamanki gibi güzeldi, bu uçsuz bucaksız tutunma çabaları içinde destek verdiğiniz için teşekkürler. Maalesef, şu an için canlı performans planı yok.

Albümlerinizi Shaytan Productions’dan çıkartıyorsunuz. Onlarla tanışmanız nasıl oldu ve birlikte yaptığınız çalışmalardan memnun musunuz?

Onlarla ilk EP’mizi tamamladığımız zaman myspace aracılığıyla tanışmıştık.

received_m_mid_1399989604952_a173053e64fd4d9011_0Al Namrood black metal ile oryantal öğeleri ve kimi doğu enstrümanlarını birleştiren bir müzik tarzına sahip. Peki, siz nasıl tanımlıyorsunuz müziğinizi ve Melechesh, Orphaned Land gibi örneklerin yer aldığı oryantal metal camiasına bakış açınız nedir?

Müziğimiz Al Namrood ile damgasını vuracak şekilde tasarlanmış yegâne bir sound’a sahip. Benzersizlik teşkil eden tüm gruplara saygımız büyük.

İslam’dan önceki kültürel yapı ve Babil mitolojisinden ilham aldığınızı söylemişsiniz. Babil mitolojisi aklıma ondan etkilenimler taşıyan, korku edebiyatının ustalarından H.P. Lovecraft’ı getiriyor. Bu konuda ne söylemek istersiniz? İlham aldığınız başyapıtlar ya da yazarlar var mı?

Biz bölgeyi ilgilendiren sosyolojik kültürel yapı hakkında bilgi birikimimizi zenginleştirmek için genel olarak dünya tarihi ve daha spesifik olarak Orta Doğu’nun tarihi üzerine kendimizce çalışmalar yaptık. Ek olarak şiir sanatıyla da ilgileniyoruz, bū aṭ-Ṭayyib al-Mutanabbī‎ örnek verebileceğim yazarlardan. Bununla birlikte tüm bu etkilenimlerimizi karanlık saldırı metodolojisi içinde kullanıyoruz.

Al Namrood’un ekstrem bir imajı var; müziğin kendisi büründüğü oryantal örtüyle karanlık, huzursuz, şeytani melodileri barındırıyor. Dahası İslam dinini doğrudan hedef alan tartışmalı kapak çalışmaları kullanıyorsunuz. Kapak çalışmalarını kim yapıyor? Al Namrood’un black metal ile takip ettiği felsefik yaklaşımını bize 1-2 cümleyle kısaca ifade eder misin?

Sanatımızın konsepti zorbalıkla dolu yılların kıyamet sonrası durumunu, din tarafından gerçekleştirilen köleleştirme ve tarihimizde olmuş ve muhtemelen hala devam eden olayları kapsıyor. Al Namrood temelde öfkemizi hayata geçirdiğimiz iddialı bir yol, müziğimiz nefes alabildiğimiz tek oksijen kaynağı.

Şarkı sözlerinizi Arapça yazıyorsunuz. Arapça yazmaya devam edecek misiniz yoksa daha sonra İngilizce lirikler de olacak mı? Bizim için son albümün parça isimlerini çevirir misin?

Evet, grubun dili olarak Arapçayı seçtik, ancak, her albümde albüm ideolojisi ve konsepti hakkında bir açıklama yazıyoruz.  “Heen Yadhar AlGhasq” albümündeki parça isimleri şu şekilde:

1-Savaş Başladı

2-Alacakaranlık Çöktüğünde

3-Alçağa Şükredildiğinde

4- Şenlik Ateşlerine Katlanan İntikam

5-Kartallar

6-Kuyrukluyıldızın Özünü Koruma

7-Cehaleti Terk Etme

Konu edebiyat ve kitaplardan açılmışken M.Ö.370’de Abdul Alhazred tarafından yazılmış ölümün büyü kitabı Necronomicon hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyorum. Kimi kaynaklar uydurma bir kitap olduğunu söylerken diğerleri neo-Platoncu filozof Abdul Alhazred tarafından keşfedilen kimi zararlı büyüler ve beden istilası vakalarını içeren tehlikeli bir kitap olduğunu yazıyor.

Biz bu kitabı incelemedik, bize göre bunlar işe yaramaz hikâyeler.

Suudi Arabistan’da yaptığınız müzik, düşünceleriniz ve yaşam tarzınıza karşı tepkiler nasıl? Metal müzik piyasası yani yerel gruplar, organizasyonlar, seyirciler orada ne durumda?

Yerel müzik piyasasından hiçbir destek almıyoruz; genelde grubun varlığına karşı negatif tepkilerin nedeni dini bir topluluk olmaları. Yerel piyasa çok zayıf, hiçbir şekilde içinde yer almıyoruz.

Daha önce Türkiye’ye geldiniz mi? Türkiye hakkındaki düşünceleriniz nedir?

Türkiye’de daha önce hiç bulunmadık. Türkiye’nin doğuyla batının bağlantı noktası ve kültürel bir çeşitliliğe sahip olan bir ülke olduğunu düşünüyoruz.

Kişisel bir konuya giriş yaparak son sorumu soracağım. Al Namrood’un ilgi alanı olan demonoloji, Sümer tanrıları ve doğu kültürü benim de ilgi alanlarımdandır. Hatta kitabım Büyülü Sözlük’te mitoloji, demonoloji ve korku edebiyatını metal müzikle ama ağırlıklı olarak black metal ile buluşturan bir yol takip etmiştim. Mefisto, Lilith, Baal, Baphomet, Azazel, Ehrimen kitabımda geçen başlıklarından. Gitaristinizin “mephisto” takma adını kullandığını gördüm ve demonolojide adı geçen favori karakterlerinizi sormak istiyorum.

Mephisto, efsanevi bilim adamı Dr Faust’dan esinlenerek kullanıldı ki ben kişisel olarak Alman folklorundan ilham alıyorum. Şeytanla ruhu üzerine bahse giren Faust’un hikâyesi demonolojideki en sevdiğim bölümdür.

Röportaj için teşekkürler. Lütfen son sözlerinizi bizimle paylaşın.

Al Namrood’u desteklediğiniz için teşekkürler. Batı ülkelerinden ve kimi orta doğu’dan destek görüyoruz, çalışmalarımızın dünyanın pek çok yerindeki kulaklara ulaşmış olmasından gurur duyuyoruz.

Röportaj:Zeynep Çolakoğlu