ZİHİN KABIZLIĞINA ÇARE ŞARKILARIN ADAMI: ÇAĞRI SİNCİ

Çokça zaman oldu müzik hakkında yazmayalı. İçimde hem müziği dinlemeye hem de onu yorumlamaya dair garip bir kırgınlık vardı sanırım. Ya da “yeni moda” müzikler bende o özlediğim hissi uyandırmakta pek işe yaramıyor da olabilir. Müzik dediğin dinleyenin göğüs kafesinde bir kıvılcım çakmalı diyordum hep, belki de bu yüzden o kıvılcıma özlemden içimden kimseyi ne yazmak ne de dinlemek gelmiyordu.  Sonra kulağıma çalınan şarkılarıyla Çağrı Sinci, bende çok eskiden gelen bir sürü hissi yeniden uyandırdı. Ben de kendimi bunu yazarken buldum.

 “Çığlık” 5 şarkılık, bir çırpıda dinlenen, dinlerken yalnızca rap müziği gerçekten hissederek dinleyenlerin anlayabileceği bir hissi bünyede yaratan bir albüm. Rap müziği gerçekten hissederek dinleyen dediğimde kendisini rap müzik dinleyicisi olarak tanımlayanların negatif yorumlarının geleceğini bilerek söylüyorum bunu. Çünkü o hissi bilen çok az insan kalmışız gibi hissediyorum. Alınan alınsın, kırılan da kırılsın kardeşim. “Çığlık” ile Çağrı Sinci, rap müziğin pop müziğini tahtından ettiği, endüstrileşip tektipleştiği, büyük kitlelere ulaşırken özünden kayıplar verdiği ve istemsizce kitlenin isteğine göre şekil aldığı bir dönemde poplaşmadan kalan bir kaç rapçiden biridir. Burda poplaşmayı negatif bir söylem olarak almak isteyenler hiç çekinmeden alabilirler. Diğer yandan poplaşmak bir ticari başarının da sonucu olduğundan söylediğimde gerçeklik payı olmadığını kimse söyleyemez. Yani ticari açıdan bakınca bu safi başarı, safi pozitiftir.

Her zaman söylüyorum; pop müzik yalnızca bir tür olarak adlandırılamaz, her dönemin popu başkadır. Pop müziğinin yapısı dönemden döneme değişir, pop müziğinin kendisi de çemberine aldığı türün içeriğini hibritleştirir. Rapin popüleritesi ile güncel pop müzikten arabeske kadar türlerin bir çoğu rapten etkilendip melezleştikçe, rap müzik de poplaşarak çekirdeğine kadar değişime uğrar. Bunun en büyük kanıtı büyük bir kısmı “söz söyleme sanatı “ üzerine kurulu bir türde sözün önemini yitirmesi ve yerine melodinin, ritmin önem kazanmasıdır. Yeni nesil rap müzikte sözün önemi yoktur. Kitlelerin bedenini sağa sola sallandıran, insanları şarkıların belli yerlerinde “koparan” altyapılar olması yeterlidir. Artık kimse rapçilerin ne dediğiyle ilgilenmiyor, imaj ve sound dediğimiz şey rapin kendisinin çok daha önünde.

Çağrı Sinci’ye dönecek olursak; onun müziğinde hala önemli olan ne söylediğidir. Örneğin “Hep Biz Öldük” parçasını dinlerseniz göreceksiniz; rap müzik sadece altın zincir takan “zenciler” için değil, fabrikada çalışanlar, atölyede kolunu makinaya kaptıranlar, emeği sömürülenler de içindir. Rap müzik fabrikadaki işçiyi anlatmayacaksa, rapinde anlattığın bir çığlık değilse ve içinde bir çığın gücünü taşımıyorsa, partide şampanya döken zenciyi anlatması ya da gücünü ayağındaki Balenciaga’dan alması o kadar da kayda değer bir olay değildir. Beton Orman etiketiyle çıkan Çığlık albümü işte tam da bu hikayelerden beslenenen bir   “dava” albümü. Modern Zamanlar’dan beri Çağrı Sinci’nin müzikte edindiği özgüvenin meyvası gibi.  Kulaklığını taktığınızda dijital platformlardan değil de kasetlerden dinliyorsunuz duygusuna kapıldığınız gerçek bir rap albümü. Çağrı Sinci ise “zihin kabızlığına çareler “ sunan gerçek bir rapçi.

Duygu Sezer