Yener Çevik: Hâlâ o mahallenin çocuğuyuz

 

filhakikat_Yener Çevik Hâlâ o mahallenin çocuğuyuz

Türkçe rap müziğin damar şarkı sözlerinin yazarı Yener Çevik, uzun zamandır albüm kaydındaydı. Sadece rapseverlerin değil, her kesimden insanın dinlediği Yener ile mayıs ayında çıkacak  ‘Sokak Dili ve Edebiyatı’ isimli albümünü ve hikâyesini konuştuk.

 

Yener Çevik yıllardır rap müziğin içinde… “Ben arabeskim, kitleler aşağıladığı sürece inadına arabeskim” diyen rap müzisyeni, çocuk yaşlarda inşaatlarda çalışmaya başlamış, simit satmış, işportacılık yapmış ve yaşadığı hayatı rap müzikle anlatmayı tercih etmiş. Aradan geçen yılları, “Çocukken abinin, ablanın eskisini giydiğin, yamalı pantolonlarla gezerken sana böyle ‘tu kaka’ gözüyle bakıyorlar. Sonra müzik yapıyorsun, alayının evine, odasına giriyorsun.Sesini duyuyorlar, sonra bir başka bakıyorlar” diye anlatıyor Yener. Ve ekliyor “Ben okula almadığınız, aşağılayarak baktığınız çocuk! Sadece bayramlarda sizin gittiğiniz yerlere gidebilen çocuk! İşte ben oyum”…‘O çocuk’ büyüyüp 37 yaşına gelse de dediği gibi halen gecekondulu…

Geçmişte inşaatlarda çalışıp işportacılık yaparak kazandığınız paralarla şarkılar kaydettiniz. Maddi anlamda zor bir hayatın içinden geliyorsunuz. Peki, rap müzikle yollarınız nasıl kesişti?

10 yaşındayken, TRT’de ‘Sert Beşler’ adlı bir dizi yayınlanıyordu. Üç şişman adam vardı. Adamlar hızlı hızlı bir şeyler söylüyorlar birbirlerine… Çocukluk, çok seviyorum diziyi. Abime dönüp “Bana bunların kasetini alsana” dedim, “Tamam” dedi. O sırada yaş günüm yaklaşıyodu, abim onları bulamadı ama kapağında üç adamın olduğu bir kaset getirdi bana, Run DMC ‘Raising Hell’. Yaşımız biraz büyüyor, ortaokuldayım. Abim Malcolm X ‘in kitabını aldı. Bir okudum, “Ana”dedim, başka coğrafyalarda bir şeyler var. Ayrı dil ama yaşananlar benzer, rap bizim müziğimiz gibi… Düşündüm bizim müziğimizde arabesk var. Rap ve arabeski birleştirdim, oldu mu sana arabesk rap… Peki, o yoklukta parçaları nasıl kaydettiğime gelince… Biz İzmir’de simite “Gevrek” deriz. Eski gevrekçiyim, gevrek sattım. Ondan kazandığım paralarla, stüdyo kiraladım. İlk şarkıyı bir ayda yaptım, stüdyoya anca param yetti. Param yettiği kadar kiralıyordum, Malcolm X ’in kitabını okumasaydım belki yapamayacaktım.Belirli aralıklarla internet üzerinden şarkılarınızı paylaşıyorsunuz ama yıllardır dinleyicileriniz sizden albüm bekliyor.

Albümünüz ne zaman çıkacak? 

Ömrümün yarısı sanayide ve inşaatlarda geçti, hep çalışmak zorundaydım. Müzikten bir şey kazanamadık, sevdiğimizden yapıyoruz. Allah nasip etti, bir albüm yaptım. İnşallah, nasip olur bir aksilik çıkmazsa mayısta albümü insanlarla buluşturacağız. Albümün adı ‘Sokak Dili ve Edebiyatı’. Albümün ilk single’ını ‘Gönlündekileri Gördüm’ olarak seçtik ve şu an internette insanlar tarafından dinleniliyor ve beğeniliyor, oldukça mutluyum.

Aradan yıllar geçti artık kendini kabul ettirmiş bir adamsınız. Yıllar içindesizde değişen şeyler oldu mu?

Albüm kentsele dönüşmeyen çimento kokusu tadında, gecekondu anlayacağın… Ama hangi tabirde gecekondu? Hepimiz şu anda iyi işlere sahibiz, daha da iyi olacağız ama hiçbir şekilde değişmedik abi, hâlâ o mahallenin çocuğuyuz. Rap müzikle İzmir’le özdeşleşmiş isimlerden birisiniz şarkılarınızda da İzmir’den sık sık bahsediyorsunuz.

İstanbul’a taşınmanız nasıl oldu?

Ben bu şehre iki don, bir pantolonla geldim. Kalacak yerimde yoktu. İzmir’de işsiz kaldım. Gün geldi bankta yattım, gün geldi inşaatlarda sabahladım. Bir noktada “Yeter! Benim gitmem lazım. Televizyondan izleyerek olmayacak bu iş”
dedim ve buraya geldim.

 İstanbul’a gelirkende işsizmişsiniz. Peki, o dönem nasıl yaşadınız?

Ben İstanbul’a, Galata Kulesi’nin önünde fotoğraf çektirmeye gelmedim, çalışmaya geldim. Evet, işsizdim ama geldiğim yerde de bir işim yoktu. Alışıktım bu duruma anlayacağın… Pek çok işte çalıştım,şu an bir lisans şirketinde i.t. security’yim. İstanbul’a gelmem gerekiyordu çünkü her sektör gibi müzik de İstanbul’da yaşıyordu. İzmir’de Beethoven olsan kimsenin umrunda değil ama istanbul’a gelince her an herşey olabiliyor.

İnşaatlardan i.t. sektörüne nasıl geçtiniz? İkisi birbirinden epey alakasız…

Bir gün arkadaşımın evinde sohbet ediyorduk, orada patronumla tanıştık. O dönem gündelik işlere de gidiyordum. Sırtımda malda taşıyordum, hamallık da yapıyordum ama daimi bir işim yoktu.  Bu arada söylemeyi unuttum, ben bankacılık mezunuyum ama hiçbir zaman bankacılık yapamadım. Mahalle çocuğuyuz abi, arkamızda kimsemiz olmadı. Gerçi arka, destek bile yalan anasını satayım. Gece ışıklar söndüğünde arkanda gölgen bile yok, tek başınasın ama büyüyünce öğrendik…

Ali Mert Alan