TAKDİR SAATİ

maxresdefault

Müzik konusunda yüzü gülmeyen, yüz güldürmeyen, rahat bırakmayan, yakaladığını kitlemekten çekinmeyen üçüncü sınıf müzik eleştirmeni Musa Acar, sizler için övdü.

Şahsen, birbirinden duygulu ses tonlarıyla türkü söyleyenlerden modern gençlerden hiç hazzetmem. Ya da modern enstrümanlarla binbir ilginçlikler yaparak türkü yorumlayanlardan da hoşlanmam. Sokakta santuru ve hippi kıyafetleriyle ilginçlik yapan türkü yorumcularına da uzağım, ha keza ortalama zevkleri ve ortalama duyguları yakalayıp sempatiklik yapan, 7 bölgeden 7 aksanla türkü söylemeyi bilirmiş gibi yapan içlilere de karşıyım, mesafeliyim.

Ancak bugün bir Haydar Haydar yorumuna denk geldim. Yılların Haydar Haydar’ını alıp, ki en çok Ali Ekber Çiçek’ten severim, alıp Tool sularında dolaşan yeni bir şarkı yapmışlar. Neyse çok iyi bir iş çıkarmış. Bence çok güzel bir yorum. Sonra da Isis’ten The Pliable Foe’yu dinledim, sonra geri dönüp tekrar Neyse’nin Haydar Haydar’ını dinledim. Sonra da tekrar Ali Ekber Çiçek’in elinden dinledim. Klasik müzik versiyonunu dinledim. Dinledim de dinledim.

Yani iyi düşünülmüş bir iş Neyse’nin Haydar Haydar yorumu. Sempatiklik peşinde türkü yorumu değil. Kendi formlarını zorlamaya çalışan bir grubun, düşünüp taşındığı bir iş bu, belli. Ne rock dinleyicisinin, ne de piyasanın sınırlarını hesaplamışlar. Yoksa bebiş bebiş bir şeyler çalarlardı, bebişlik peşinde rock müzik yapmaya çalışan, çoluk çocuğun, orta yaşlıların beğenisini müzik tarihinde yer almaya tercih eden onlarca grup gibi. Neyse, bu yorumuyla, Tool’la, dünyayla, rock tarihiyle konuştuğunu göstermiş.

Aşağıda Neyse’nin yorumu, Cemal Reşit Rey Senfoni Orkestrası’nın yorumu ve Ali Ekber Çiçek’ten dinleyebileceğiniz Haydar Haydar var. Günlük hayatın saçmalıklarına karşı yaşasın youtube’dan estetik deneyim çıkarmak!