Oğuzhan Uğur – Aytuğ Akdoğan: İnsanların ufkunu açabilecek programlar lazım

Aytuğ Akdoğan ve Oğuzhan Uğur

 

Oğuzhan Uğur’un Babala TV’si bu sene yeni isimlerle daha da dikkat çekici. Geçtiğimiz sene bu YouTube kanalında “Yeraltından Notlar” isimli kitap programını yapmaya başlayan genç yazar Aytuğ Akdoğan ve her geçen gün daha da büyüyen Oğuzhan Uğur’la bir araya geldik.

Birçok insan Oğuzhan Uğur’u YouTube’la tanıdı ama geçmişinde edebiyat ve çizerlik de var. O yılları anlatır mısın?

Oğuzhan Uğur: 3-4 yaşlarındayken formları bilerek çiziyordum. 5 yaşındayken de bana resim sergisi açtılar.  Valide “Çocuk bu konuda yetenekli üzerine düşelim” diyordu. Babam ise “Güzel çiziyor aferin ama hobi olarak çizsin” diyordu. Lisede matematik defterimin arkasına çizimler yaptığım için çok azar işittim. Karikatür dergilerine çizerek harçlığımı çıkardım, ilk paramı öyle kazandım ama üniversite sınavında beklenen puanı tutturamadım. Güzel sanatlara yetenek sınavıyla girdim çünkü tek şansım oydu. Ailem de “E ne yapalım git bari” dedi. Ama sınav için hazırlanmadım. Çizim hep hayatımdaydı ve hayatımı kurtardı.

 

67 isimli ilk kitabın çıktı. Kitabı ne zaman yazdın?

O.U: 2009 yılında yazmıştım, aslında bir film senaryosuydu. Editörlerin yardımıyla son haline getirdik, senaryosunu çekmeyi hayal ediyordum. Daha önce kitaplardan filme uyarlananı gördük ama ilk kez bir filmden kitaba uyarlanan bir eser bu. Hazırda bekleyen bir sürü kitabım var ama keşke onlar yerine bütün tecrübelerimi kaleme aldığım bir kitap yazabilsem ama bunun için şu an zamanım yok, yine de bir gün yapmayı çok istiyorum.

Canını sıkan çeşitli olaylar yaşadın. Şimdi nasılsın?

Evet, bu yaz benim için sıkıntılıydı, kan kustum. Bütün işi sabahlara kadar sen yapıyorsun, montajını yapıyorsun, metinlerini yazıyorsun, insanlara kendi hikayeni anlatıyorsun. Doğal olarak çok hızlı yükseldiğinde düşmanların kendilerini iyice belli ediyorlar. Kıskançlık had safhaya ulaşıyor. Keşke güzel işler yapsalar da rekabet etsek.

Yeni dönemde Babala TV bünyesine televizyon dünyasından isimleri de dâhil ettin…

O.U: Evet, farklı düşüncelere sahip insanlar bizde program yapacaklar. İnsanların seyrederken farklı fikirleri görerek, değerlendirerek karar vermelerini amaçlıyorum. Bu açıdan yeni sezonda da Aytuğ Akdoğan bizim güçlü bir silahımız olmaya devam edecek.

Aytuğ, Oğuzhan’la nasıl tanıştınız?

Aytuğ Akdoğan: Elimde kitap programı için çektiğim demo bölümler vardı. Önce bu demoları büyük YouTube kanallarına sunmuştum ama sıkıcı buldular, “İzlenmez bu içerik” dediler. Sonra bir gün Oğuzhan’ı izlemeye başladım, vizyonunun ve kalbinin genişliğini görüp elimdeki demo bölümleri o zamanlar geliştirmekte olduğu kanalı için ona gönderdim. Beğendi. “Yalnız” dedim, “Pek izlenmeyebilir” Edebiyat, felsefe, psikoloji, bunlar azınlığa hitap eden şeyler sonuçta. Ama hiç önemsemedi bunu ve “10 kişi bile izleyecek olsa ben bu programı yapmanı istiyorum” dedi.

O.U: Aytuğ çok mütevazı davranıyor. Hani, “Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter” denir ya, biz bu açıdan bakıyoruz. Aytuğ’un videolarını izleyip bana teşekkür mesajları atıyorlar, bu çok güzel bir şey. Aytuğ’un bildiklerinin, anlattıklarının sadece bir kısmını bilen bir adam Cihangir’de bir çatı katında istediği gibi ahkam kesiyor ama Aytuğ bunların hepsini tek bir bölümde yapıyor. Aytuğ, YouTube Türkiye’de en çok izlenen kitap programını yapıyor.

Aytuğ Akdoğan her sene ortadan kaybolan, aylar sonra ortaya çıkan bir adam. Ortalarda gözükmediğin zamanlarda da hep yollardasın, hep bir arayıştasın. Aradığını buldun mu?

A.A: Eskiden sadece yalnızlığımın peşindeydim ama artık beni asıl mutlu eden şeyin paylaşmak olduğunu keşfettim. Mutlaka vakti gelince yalnızlığıma geri çekileceğim ama artık anti-popülerlik kaygım da yok çünkü paylaştıkça daha mutlu olduğumu hissediyorum. Oğuzhan’ın çok sevdiğim bir cümlesi var, “Bilgi yeniden popüler hale gelmeli.”  Dolayısıyla insanların ufkunu açabilecek, onlara yeni bir şeyler öğretecek bu tür programların mutlaka artması lazım.

Paylaşmak için bir blog da açabilirdin daha da kolay olurdu senin için. Neden Youtube üzerinden ilerlemeyi istedin?

A.A: Madem hız, görsel ve teknoloji çağındayız, o zaman bunu olumlu şekilde kullanayım istedim. Çünkü bir amacım vardı: İnsanlara, özellikle gençlere edebiyatı sevdirmek. Onlara derslerde öğrendikleri ezbere bilgilerden fazlasını öğretmek ve kitaplardan korkmamalarını sağlamak istedim, bu yüzden programda en derin konuları işlerken bile araya soktuğum espriler, skeçler ya da komik videolar ile onları sıkmamaya çalıştım.