Lanet olsun geçmişe

GENTLEMEN DRINKING BEER 001

Musa Acar’dan gençlere altın değerinde nasihatlar

Genco’nun yanından Doktor’a uğramak üzere ayrıldım. Genco’nun kafasına takılan bir şeyler vardı, birilerine kızmıştı, kararlar almak için yardıma ihtiyacı vardı. Neyse ki gençti, saçmalamaya devam ederse toparlayacak zamanı vardı. Allah aşkına, insanın adı niye Genco olur ki zaten? Bu onun kaderiydi, velhasıl şanslı bir adamdı, hayatı boyunca şanslı bir adam olarak yaşayacaktı. Bir kısım akıl verdim ve bu akıllardan yararlanmasını umdum, yapacak başka bir şey de yoktu.

Doktor bira söylemişti. Bulaştım:

-Ne lan bu? 30’luk falan?

-Daha iyi. Bak, ne kadar kibarım, tekno dinleyen bir zengin evladı gibiyim. 30’luk içen adamdan metalci olur mu hiç?

Komik adamdı Doktor. Bu da farklı bir yaklaşım tabi dedim ve fıçı 50’lik söyledim. Bir de tekila. Benim mesaim yoktu ertesi gün. Gene de sıradışı bir durumdu bu, o 30’luk şişeyi elinde görünce tanımadığım birine dönüşmüş gibi göründü gözüme, incelikli, çeşitli çevrelerde nasıl davranacağını ilen, kibar birine. Abartmayan, abartmamaya dikkat eden, 30’luklar arası zamansal boşluk sayesinde çok da sarhoş olmayan birine, bir salon beyefendisine. Doktor olmak kolay değil tabi. Abarttığımı biliyorum, o Amerikan dizilerinde falan kimse bira içmiyor. Birileri içerse de viski falan içiyor.

Gene de Doktor bir diziden fırlamış gibi göründü gözüme, bir yandan da bir o kadar tanıdıktı. Eski dostların böyle kötü bir özelliği var işte, Allah hepsinin belasını versin. Hangi kılığa girerlerse girsinler, hep tanıdık kalıyorlar. Adam öldürmüş olsalar bile bir tarafları ziyadesiyle aşina. Altını çizmeliyim ki, bu kadar tanıdık birinin, alkol alışkanlarını değiştirmesi de hoş değil, cinayet işlemesi de. Eski dostlar, bu yüzden, gavurların tabiriyle “a pain in the ass”, hepsinin Allah belasını versin: Asla olamayacağınız, ya da olmaktan son anda yırttığınız şeyleri, pervasızca yüzünüze vuruyorlar.

Birasını bitiren Doktor kalktı. Ben iki bira daha içtim, sallana sallana eve yürürken nişanlımı aradım, eve varınca sızdım ve ertesi sabah her zamanki gibi iğrenç bir baş ağrısı ile uyandım.

musa.acar.yasiyor@gmail.com