Kötü kedi Şerafettin’ in yaratıcısı Bülent Üstün’le “kedi” üzerine

 yovexnNw

Bülent Üstün’ü  pek çok kişi çizdiği “Kötü Kedi Şerafettin” serisi ile tanıdı. Şimdilerde Uykusuz dergide “Gittin Gideli Bebek” köşesinde çizimlerine devam ediyor. Tam bir kedisever olan “Büstün” ile kısa bir söyleşi gerçekleştirdik.

 

Kendinizi “hayvan” olarak tanımlıyorsunuz. Bu çok ilgi çekici. Sebebi nedir?

İnsanlık alemi, insanları sık sık insanlıklarından utandıracak hareketlerde bulunmakta.  Savaş, katliam, vicdansızlık insanlık tarihinde, gündelik hayatta, haber kaynaklarında karşımıza her gün çıkıyor.  Tür olarak aidiyet hissetmiyorum, hayvanlara nazaran bozulmuş, doğallığını yitirmiş, mutantlaşmış buluyorum insan türünü. Çocukluğumda hep kendimi kedigillerden hissederdim, hala da öyle aslında.

Büstün için kedi eşittir, nedir?

Dünya’yı daha çekilir hale getiren. Kedisiz bir yeryüzü çok sıkıcı olurdu.

Bir kedi olsanız, mizacınız nasıl olurdu?

Oyunbaz.

Kedilerle olan ilişkinizi nasıl tanımlarsınız? Evde gezen bir kedinin sizde uyandırdığı hisler nelerdir?

Ben onlara hastayım, onlar da bana. Usta bir kedi seviciyim. Kendini ellerime bırakan kedileri masaj, kaşıma, gıdı, göbek, burun, kulağa dalarım, adeta yoğurup mest olmuş olarak bırakırım. Onlar da bunu bilir zaten.

 

Kötü-Kedi-ŞerafettinSizin hem “Kötü Kedi Şerafettin”de hem de “Gittin Gideli Bebek”te çizdiğiniz kedileriniz var. Kedi çizmenin en zor ve en kolay yanları neler?

Kedi çizmek çok zevklidir. Sivri kulaklar, dansöz gibi kıvırtan kuyruk ve tüylerini çizmelere doyamazsın.

Kötü Kedi Şerafettin’in yaratım aşamasını bilmeyen okuyucularımız için kısaca anlatır mısınız?

Şero benim çocukluğumun kedisidir. Ben onüç yaşındayken o dokuz yaşındaydı, beraber büyüdük. Ölümünün ardından sık sık çizerdim onu. İlerde bir çizgi karaktere dönüşeceğini  tahmin etmezdim aslında.

 

Ezgi Gizem Gülümser