KARANLIĞIN DİŞİL ÇIĞLIĞI; ASTARTE

tristessa3

“Bu askerlerle birlikte Fenikelilerin Astarte dediği hilal boynuzlu

Cennet kraliçesi Astoreth geldi;

Mehtap ışığında görülen bu parlak imaja

Fenike bakireleri yemin ettiler,”

                         John Milton, Kayıp Cennet

Aşkın, verimliliğin ve savaşın büyük tanrıçası, dünyaya hayat veren evrenin anası olarak geçer Astarte. Klasik mitolojide taşıdığı ebedi güzellik ve yaratıcılık anlamlarına ek olarak, güçlü dişil imajıyla bu tanrıça, kara sanatlara kazandırdığı beste ve sözlerle Yunan Black Metal grubu Astarte’nin kurucusu, her şeyi Tristessa’da yeniden vücut bulmuş gibidir.

Tristessa “Maria Kolokouri” karanlığın müzik halidir aslında. 1995-1997 yılları arasında Lloth ile müzik dünyasına adım atmış, 1998’de Astarte’yi kurarak 2007 yılına kadar beş stüdyo albüm çıkarmış ve Dimmu Borgir’den Shagrath, Rotting Christ’dan Sakis, Arch Enemy’den Angela Glossow, Mayhem’den Atilla Csihar, God Dethroned’dan Henri TSK Sattler ile birlikte ortak çalışmalara imza atmıştı. Pagan kültürü ve mitoloji temelli şarkı sözleri üzerine yoğunlaşan, politik ve dini yaklaşımlardan uzak duran bir tavra sahipti Astarte. Eserleri, video klipleri ve black metal camiasındaki saygın yeriyle oldschool black metalinin önemli dönüm noktalarından biri haline gelmiş, 2007’de çıkardığı son albümü Demonized’dan beri de müzikal kariyerine uzun bir ara vermişti. Ta ki 10 Ağustos 2014’de üzücü haberi aldığımız o güne dek… 10 Ağustos’un tarihte birkaç açıdan üzücü bir yeri olmakla birlikte müzikal anlamda düşündüğümüzde bu, Tristessa’yı kanserden kaybetmemiz oldu. İşte bu nedenle, bu yazı yaşamını black metale adamış kara sanatların tutkulu yaratıcısına ve eseri Astarte’ye ithaf edilmek üzere kaleme alındı.

966060“Her müziğin arkasında görüyorum ki duyguların dışavurumunun kaynağı bir çekirdek var. Bu yüzden benim için müziğin sınırları yok. Bu sadece hissetmekle ilgili, bu ekstremlere dokunmak ve onları dinlemek istiyorum. Black metal çalmaktan ve kendimi ifade etmekten en çok hoşlandığım müzik. Bu müziği tanımlayacağım bir kelime karanlık olur herhalde. Metal genel olara bir yaşam tarzı ve söyleyebilirim ki tamamen onun içindeyim.”

Tristessa/Acedia Magazine- Ekim 2006

Astarte, corpse paint’lerle birlikte tamamlanan oldschool pure black imajından amazon savaşçılarına, paganizmden dişiliğin ön plana çıkarıldığı modern imajına denk her albümde farklı bir kimlik ve müziksel yapıyla karşımıza çıktı ancak black metal köklerinden hiç ayrılmadı. Rise From Within albümü ise o dönem Tristessa’nın annesini kaybetmesi ve ölümün ona hissettirdiklerini bizzat müziğine dökmesi nedeniyle melankoliyle iç içe geçen bir yapıya sahipti. Spiritüellik, her daim Astarte’ye can veren en güçlü alanlardan biri oldu. Tristessa, aşk, yaşam ve savaşın tanrıçası Astarte’den ilham alarak feminen varoluşunun tutkulu ve güçlü yanını gözlerine sermiş ve pek çok black metal gruba bu konuda yol gösterici olmuştur.

Ölümün bir güzellemesidir black metal, karanlıkların müziğini yaparken onu dinleyen ruhlar hep ipin üzerindedir. Sivri kelimeleriyle dokunur kalbinize, damarlarınızdaki kan kara safrayla karışır. Kulaklarınız çınlamaktadır… İşte tüm bu çınlamada, çılgınlıkta kara manifestoyu dile getiren seslerden birisi de Tristessa’ya aittir…

“She lies above the earth’s sphere
Nothing against her powers
Mother of universe
Standing through the ages carrying the spots of time
The absolute owner of balance, beauty and war
Her teutonic sons built her states
Beyond the approaches of light and darkness”

Astarte/Quod Superius Sicut Inferius

https://www.facebook.com/astarte.band.official

http://www.reverbnation.com/astartebandofficial

Zeynep Çolakoğlu