ENTELLEKTÜEL KARANLIK VE BLACK METAL

Niklas Kvarforth, Morgan Hakansson ve Jürgen Bartsch’la yaptığımız Black Metal’in entellektüel karanlığına dair kısa sohbetler huzurlarınızda…

Istırap, melankoli, düşmanlık…

Filhakikat-BLACK METAL’IN ENTELLEKTÜEL KARANLIĞI…

Shining bir tür acı çekme, melankoli ve ıssızlık deneyimlerinin bir sonucu gibi. Sence sanat ıstıraptan mı doğar?

Niklas: Evet.

İskandinav edebiyatından August Strindberg, Stig Dagerman, Söderberg gibi yazarları ya da he Bothersome Man, Reprise, Kitchen Stories gibi filmleri incelediğimde hep mizantropik karakterler, yalnızlık ve kasvetli duyguların ön plana çıktığını görüyorum. Shining de bunlardan biri. İskandinavya’da karanlığa dair duyumsanan bu yoğunluğu nasıl yorumluyorsun?

Niklas: Melankoli ve yalnızlığın İskandinavya mirasının büyük bir parçası olduğuna inanıyorum. Dagerman’ın memleketi Stockholm gibi büyük şehirlerde bile şehir sakinleri arasında daima söylenmeyen, yoğun bir düşmanlık vardır. Buraya sadece tatil için gelirseniz ülkeyi oldukça etkileyici ve yaşanabilir bulabilirsiniz ama bu tam bir saçmalık. Birkaç ay burada yaşamayı deneyin, işte o zaman ne demek istediğimi anlarsınız.

Peki, melankoliyi tedavi edebilsen nasıl bir yöntem izlerdin?

Niklas: Çok basit… Karanlığı olası tüm açılardan deneyimler, ortaya çıkardığım şeyi zorla dinletir ve dinleyicilerin hayatları hakkında dehşete düşmelerini umut ederdim.

Lovecraft, klasik müzik, tarih…

Marduk’tan başka entelektüel anlamda uğraştığın bir projen var mı? Edebi, sanatsal…

Morgan: Pek sayılmaz, aslında hepsi albümle sonlanmayan pek çok şey yazıyorum, belki onlar yayınlanabilir ama onlara şiir diyemem, daha çok sözlerim denilebilir. Belki bir gün onları diğer Marduk şarkı sözleriyle bir araya getiririm. Ayrıca crust/punk öğelerinin yer aldığı geleneksel metal türünde Deathwolf adlı bir yan projem var ve orada bas çalıyorum. Marduk’tan tamamen farklı bir proje ama bana Marduk için daha çok ilham veriyor. Marduk her zaman asıl ilgi odağım oldu, tüm hayatımı alan bir şey. Marduk benim yaşama nedenim, hayatımı adadığım ve uğruna nice fedakârlıklar yaptığım bir şey.

Daha çok hangi konularda okumayı tercih ediyorsun?

Morgan: Pek çok farkı alanda okumalar yapıyorum, özellikle dini ve tarihi çalışmaları okuyorum. Aynı zamanda 6-7 kitap birlikte okurum.

Seninle Lovecraft’ın eserleri üzerine konuştuğumuzu hatırlıyorum.

Morgan: Evet, Lovecaft’ı çok okuduğum bir dönem olmuştu ve gerçekten çok sevmiştim. Yeterince uzun zaman oldu belki tekrar bakmalıyım onun çalışmalarına.

İsveç edebiyatı da black metal müziği gibi karanlık. Örneğin bir August Strindberg’in romanları dehşet dolu, yalnız ve karanlık bir atmosferde geçiyor.  İsveç’in bir ülke olarak kara sanatlara katkısı hakkında ne düşünüyorsun? Bu çalışmalara ilham veren oranın atmosferi mi?

Morgan: Evet, kesinlikle, ilhamı pek çok yerde, pek çok şekilde bulabilirsin. Ben hiçbir zaman tek bir şeyden ilham almadım, pek çok şeyi birlikte kullandım hep. Demek istediğim yaratıcılık zihinde olan bir şey. Benim açımdan bir sürü farklı şey zihnimde bir araya gelip kaynamaya başlıyor ve ardından ortaya bir şeyler çıkıyor.

Müzikal anlamda düşünürsek sana ilham veren müzikler nelerdir?

Morgan: Metal grupları müzik yaratmak için bana hiçbir zaman ilham vermedi. Ben daha çok klasik müzikten ilham alıyorum çünkü bu eserler zaman ötesi ve çok farklı aranjmanlardan oluşuyor. Film müzikleri ve militan endüstriyel müziğini de beni etkileyenler arasındadır. Arka plan müziği ruh halime iyi geliyor ve yaratıcılığımı tetikliyor diyebilirim.

İntihar, Sartre, imgelem…

Filhakikat-BLACK METAL’IN ENTELLEKTÜEL KARANLIĞI…3

Bethlehem, konu intiharda vücut bulan olumsuzluk/negatiflik olunca bu türün öncülerindendir. Felsefi bir yaklaşımla intihar sence bir kurtuluş mu, isyan mı ya da kara sanatların bir formu mu?

Jürgen: Benim kişisel deneyimlerimden yola çıkarak intiharın aslında anlamsızlığın bir ifadesi olduğunu söyleyebilirim. Bir nedeni yoktur. Sadece hayat döngüsünü tercih edilen bir yolla tamamlamaktır.

Bu konuda çok ilginç iki yaklaşım var; Camus’ya göre intihar bir tür hayatın reddidir ancak ölüm bir çıkış yolu olmadığından yaşamın absürt anlamsızlığıyla kaybolup gitmektense yaşamı tutkuyla kucaklamak gerek. Bunun tersine Sartre’a göre intihar temelde ahlaki düşünce ile değil anlamsız bir evrendeki yegâne anlam kaynağı olarak birey hakkındaki kaygılarla şekillenen bir tercih. Bu yaklaşımlar hakkında yorumun nedir?

Jürgen: Her ikisi de oldukça ilginç özellikle Satre’ınki benim bu konudaki düşüncelerime çok yakın. Anlamsızlık özellikle intihar gibi şeyler için daima güçlü bir motivasyon oldu. İntihar merak edilen bir şey ama asıl önemli olan intiharda hayat döngüsünü dilediğin zaman sonlandırabilmek gibi doğal bir talebin söz konusu olması. İntihar sosyolojik bağlarla kuşatılmış bir görev olmaksızın, tamamen özgür bir zihin eseridir!

Camiada geçirdiğin onca yılın ardından, şu anki durumunu geçmişle kıyasladığında metal camiasının pozitif ve negatif yönleri nelerdir sana göre?

Jürgen: Benim için hala aynı. Heavy Metal hala kendimi ifade edebildiğim nadide bir alan. Bu hiç değişmedi. Ancak bu zaman zarfından en çok değişen şey müziğe bakış açım oldu; gençliğimde sadece heavy metal dinlerdim şimdilerde ise müziğin tüm formlarını inceliyorum. Bunun nedeni sadece müziğin diğer formlarını da merak ediyor olmam çünkü müzik benim için herhangi bir şekilde sınırlandırılamayan kişisel bir özgürlük alanıdır. Ama neredeyse tüm müzik türlerini deneyimlememe rağmen, evimde bulunan müzik hala Heavy Metal ağırlıklıdır çünkü heavy metalin sunduğu ifade alanı çok geniştir. İşte heavy metali bu kadar güçlü ve yegâne yapan şey de bu ve ben her zaman bunun bir parçası olarak kalacağım. Ne olursa olsun.

Bethlehem Almanca sözler yazmaya devam ediyor. Alman diyalektiği Bethlehem için özeldir diyebilir miyiz? Sence Alman dilinin fonetik yapısı dark metal’e daha mı çok yakışıyor?

Jürgen: Hayır, hayır, bunun çok basit bir açıklaması var. Almanca benim ana dilim, dolayısıyla kendimi en iyi ifade ettiğim dil. Ek olarak Almanca her yerde ulaşamayacağınız pek çok gizli duyguları sözel olarak ifade edebileceğiniz çok zengin bir dil. Eğer özellikle zaman zaman imgelem üzerine yazıyorsanız, kavram oldukça takdir edilen bir şeydir çünkü diğer türlü tamamen çeviride kaybolursun ki bu da özellikle yüzeyi çizen bir şey olur.

 

Zeynep Çolakoğlu