Biryudumkitap: Kimseyle Derdimiz Yok, Tek Derdimiz Kitap Okumak!

Her sabah okurların e-posta kutusuna 5 dakikada okunabilecek, hikâye ve romanlardan pasajlar gönderen Biryudumkitap ekibinden Alparslan Demir ile projenin hikâyesini konuştuk…

Biryudumkitap’ın başlangıcından bugüne gelişine kadar hikayesinden bahsedebilir misin biraz?

Biryudumkitap çok hızlı ortaya çıkan bir proje. Fikrin kaynağında kitap tanıtma, günlük okuma alışkanlığı kazandırma ve nihayetinde güne güzel bir günaydınla başlama gibi argümanlar var. Tabii bu bir ekip işi, proje fikri ortaya çıktığında ben işin sadece strateji tarafı ile ilgilendim. İsmi bulduktan sonra küçük bir site tasarlayıp yayına soktuk. Kuruluş amacımız 10.000 kişilik bir okuma / kitap kulübü olmaktı. Bugün 265 bin üyesi ile Türkiye’nin en büyük edebiyat platformuyuz. Hedeflerimizin çok üstünde bir işe imza atılmış oldu, şimdi Biryudumkitap’ın istikbali daha parlak ve daha büyük işlere imza atmak için kollarını sıvadı bile.

Hikâye, roman veya denemelerden pasajları seçerken öncelikleriniz neler oluyor?

Kriterler öyle yazılı, bir cetvele bağlı değil. Cengiz yasalarına benziyor: Hakem kurulunun ortak bir ruhu var, o ruha güveniyoruz. Okurlarımız da çok memnun, bugüne dek seçkilere dair pek menfi bir tenkit olmadı. Olursa da dikkate alırız, değerlendiririz. Herkesi mutlu etmek zor olsa da, ölmeden önce okunması gerektiğine inandığımız kitapları seçiyoruz bir yönüyle…

Pasajlar hafta içerisine nasıl yayılıyor?

Şu anda hafta içi kitaplara yer veriyoruz. Genelde pazartesi, çarşamba ve cuma günleri Türk Edebiyatı. Salı ve Perşembe ise Türk Edebiyatı dışı eserlere yer veriyoruz. Cumartesi şiir günü. pazarları ise edebiyat dergileri ve fanzinler yer alıyor seçkimizde. Yeni süreçte ise pazartesi günleri okurlarımızdan gelenleri yayınlayacağız.

Giriş metinleriniz oldukça güzel, pasajların giriş metinlerini kimler yazıyor, yazarken nelere dikkat ediyorsunuz?

Giriş metnini kim ya da kimler yazıyor sorusunu şimdilik yanıtlamıyoruz. Gizemli olma merakımızdan değil bu, Biryudumkitap’ın önüne kimse geçsin istemiyoruz. Yazan ya da yazanlar da bundan mutlu. Açıkçası pasajlar önceden hazır olsa da girizgâhlar genelde günlük geliyor. Pasajla da ilişkilendiriliyor elbet. Yazan ya da yazanların ruh hâline göre yazıldığı da oluyor gündemde Biryudumkitap’ın bir sözü olması gerekiyorsa o söz de söyleniyor.

Tüm bunları yaparken en çok sosyal medyayı kullanıyorsunuz. Sosyal medyanın sizin için avantaj ve dezavantajları neler?

En büyük avantajı hızlı ve masif yayılma gücü elbet. Profesyonel mesleği dijital reklamcılık olan biriyim ben. Bu gücü en müthiş şekilde hissettiğim bir markaya dönüştü Biryudumkitap. Dezavantajı henüz bize uğramamış olsa da şu zamanda iyice çirkin bir hâl almaya başlayan dijital linç kültürü. Bundan da tamamen şeffaf tamamen samimi bir iletişim dili kullanarak uzak durmaya gayret ediyoruz. Kimseyle derdimiz yok, tek derdimiz kitap okumak!

Ekip olarak basılı bir yayın düşünüyor musunuz ilerleyen zamanlarda? Yoksa hep dijital olarak devam mı edeceksiniz?

Yayıncılık, kitapla ilgilenen herkesin aklının bir köşesinde var gibi. Bizim de yok değil. Önceliğimiz mi? Kesinlikle değil. İnsanların okumasını sağlayacak bir fikir olursa ve bunu yapmamız gerektiğine inanırsak yaparız. Yeter ki güzel kitaplar yazılsın, memleket okusun.

Okuma tutkunu olan kitaplardan hiç kopmak istemeyenlere ne söylemek istersin?

George R. R. Martin şöyle diyor: “Kitap okumayanlar ölmeden önce yalnızca bir kere yaşar, okurlar ise binlerce defa.” Ben bir okur olarak; bir ömre bin ömür sığdırmak isteyenlere selam ediyorum. Bir de Joyce’un şu altın öğüdünü paylaşmadan edemiyorum: “Hayat, kötü bir kitabı okumak için oldukça kısadır.”

Röportaj: Osman Palabıyık