Berkin Elvan için

Sevgili filhakikat okurları,

Berkin Elvan bugün öldü. Onun için Ece Ayhan’ın üç şiirini paylaşmak istiyoruz.

Birincisi Berkin Elvan’ı öldürenleri hatırlamamız için:

 berkin

MEÇHUL ÖĞRENCİ ANITI

Buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında
Bir teneffüs daha yaşasaydı,
Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür
Devlet dersinde öldürülmüştür.

Devletin ve tabiatın ortak ve yanlış sorusu şuydu:
– Maveraünnehir nereye dökülür?
En arka sırada bir parmağın tek ve doğru karşılığı:
– Solgun bir halk çocukları ayaklanmasının kalbine!dir.

Bu ölümü de bastırmak için boynuna mekik oyalı mor
Bir yazma bağlayan eski eskici babası yazmıştır:
Yani ki onu oyuncakları olduğuna inandırmıştım

O günden böyle asker kaputu giyip gizli bir geyik
Yavrusunu emziren gece çamaşırcısı anası yazmıştır:
Ah ki oğlumun emeğini eline verdiler

Arkadaşları zakkumlarla örmüşlerdir şu şiiri:
Aldırma 128! İntiharın parasız yatılı küçük zabit okullarında
Her çocuğun kalbinde kendinden büyük bir çocuk vardır
Bütün sınıf sana çocuk bayramlarında zarfsız kuşlar gönderecek

 

İkincisi, eğer bu devlet, bizi, ağabeylerimizi ve ablalarımızı, ana babalarımızı ve akrabalarımızı, kardeşlerimizi ve çocuklarımızı bu kadar kolay öldürüyor ya da akıl hastanelerine kapatıyorsa, kim olduğumuzu, babacım babacım diye inleyenlerin de kim olduğunu düşünelim diye:

 

Yalınayak Şiirdir

1. Biz tüzüklerle çarpışarak büyüdük kardeşim

Emrazı Zühreviye Hastanesi’ne kapatıldı anamız
Adıyla çalışan ermiş Sirkeci kadınlarındandır

Şeker atar hâlâ mazgallardan Cankurtaran’da
Acı Bacı’nın acı bilmez uçurtma çocuklarına

Yıl sonu müsamerelerine kimler çıkarılmaz?

2. Velhasıl onlar vurdu biz büyüdük kardeşim

Babamız dövüldü güllabici odunlarla tımarhanede
Acaba halk nedir diye düşünür arada ışıttığı

Dudullu’dantâ Salacak’a koşarak alkışlayalım
Fazla babalarıyla dondurma yiyen çocukları

Hangi çocukların neye imrenmesi yalınayak şiirdir?

 

Üçüncüsü de, ailesini bakkala yollamayıp kendisi gidecek kadar cesur bir çocuktu Berkin. Uzun zaman hayat mücadelesi verdi. Ne onun verdiği mücadeleyi unutalım, ne de “o emri ben verdim” diyenleri. Bu şiiri de hatırlayalım:

 

AÇIK ATLAS

Hayattan ders veriyor diye öğretmenleri kızdıran

Tuzu bir bulmuş çocukları saklamadan güldüren dünyaya

Su kaçırmaz bir eşeğin sesine açıktır penceresi

Bir sınıfın, batı son dersinde, kuşluk vakti

 

Meşeler yapraklanınca bir tuhaf olurlar işte

Koparılmış kürt çiçekleri, hatırlayarak amcalarını

Azınlıkta oldukları bir okulda bile, sorarlar soru

Neden feriklerin ve eşeklerin memeleri vardır?

 

En arka sırada çift dikişliler, sınavda en öne

İntihara ve denizde nasıl boğulmaya çalışırlar

Yalnız Orta Doğu’da el altında satılan bir atlas

Kim demiş on sekiz yaşından küçükler okuyamaz

Bakıldı ki kum saati, ters çevrilmiş, çıt, usul isa asi olmuş

İkinci karnede babası yarısını silahıyla dışarda bırakıp

Öyle öğretildiği için saygılı, sınıfa giren parmak çocuğun

Boş yerine, girilmeyen bir dersin denizi, gelip oturmuş

Açık kalmış atlası, deniz taşmıştır, darılmasın Fırat ama

Hayatın orta öğretmeni sustu, dondu gülmeleri çocukların

Bir cenaze töreninde daha ölümü karşılamaya götürüleceğiz

Efendiler! Eşekler susabilirler

Ne yani çocuklar hiç gülmeyecekler mi?