Apaçi Ayhan: Sokarım parasına, para neymiş

holysin_k7

Ayhan Çetiner, Akmar Pasajı’nın fenomeni. Onunla birlikte kaç nesil büyüdü, güzel albümler, iyi gruplar tanıdı bilmiyoruz. Şunu inkar edemeyiz onun emeği üzerimizde büyük, sayesinde güzel şeyler öğrendik. Apaçi Ayhan’la geçmişi ve bugünü konuştuk. Biz sorduk, Kızılderililerin Kadıköy’deki gururu Apaçi anlattı.   

Giriş o giriş

Müzisyen bir arkadaşım vardı iş arıyordu. Ben onun için Tansel’le konuştum.(Atlantis Müzik’in sahibi). Tansel’de Almanya’ya gidecekti master yapmak için  “Buraya güvenilir bir adam arıyorum” dedi. Ben de boştum o zaman, ben başladım burada işe. Herifleri seviyorum zaten güler yüzlü adamlar, Beyazıt’tan tanıyordum Tamaç’la ve Tansel’i.   1994 yılında Akmar pasajına geldim, giriş o giriş. 90’lı yıllarda Villa Cafe vardı. Çocuklar nerede buluşalım diyorlardı; “Akmar’da Villa Cafe’de buluşalım” diye sözleşiyorlardı.  Oranın varlığı da Akmar Pasajı’nı olumlu etkiliyordu. Ama artık orası yok. Ben orada otururdum ama “bazen bir bira içerdim” diyemeyeceğim; çünkü orada içki satılmıyordu. Ama kadın ve esrar satılıyor diyorlardı. Hayret etmiştim. Öyle olsaydı bizim de haberimiz olurdu. Öyle bir şey yok ki. Nereden uyduruyorlar bilmiyorum. 1999 depreminden sonra bir gün Murat Beşer, Zihni, Haluk konuşuyorlardı ben de oradaydım. “Villa Cafe kapansın orada kavgalar oluyor”  denilmişti. Murat Beşer de “ Gençlerden korkmayın. O kafe kapanırsa burası biter” dedi. Öyle de oldu. Orası kapandı, kitapçılara kiraya verdiler.

filhakikat_apaci-ayhan-sokarim-parasina-para-neymisTürk dinleyicisine güven olmaz

Bizim millete güven olmaz. Türk dinleyicisine, seyircisine  güven olmaz. Megadeth’i ilk biz getirdik. Ben 5000 bilet satılır diye düşünüyordum ama 2200 bilet satıldı, zarar ettik. Abi Megadeth geliyor davetlilerle beraber içerde 3000 kişi var. Neymiş efendim “Ben eskiden Megadeth seviyordum ama artık sevmiyorum.”  Ben Deep Purple seviyordum artık dinlemiyorum ama konserlerine gittim, görmek lazım çünkü. Metallica ilk geldiğinde İnönü Stadı’nda konser vermişti. Ben Fenerbahçeliyim, o stada gitmem ama Metallica için gitmiştim (gülüyor). 30 bin kişi vardı ama o da az…

Pazarlık et ama ısrar etme

Hiç bir şey satılmıyor (gülüyor). Mesela kaset zamanında Pearl Jam’in  “No code” albümününden 200 tane getirmiştik. 100 tanesi dört saatte satılmıştı. Şimdi cd satışları az, tişört de satılmıyor. Pazarlık yapan müşteri sevmiyorum. Dükkanın sahibi ben olsam pazarlıkta ısrar edeni kovarım. Pazarlık et de kardeşim, ısrar etme. Ben nefret ederim ısrardan. Her şeyin bir adabı vardır. Ben gelen müşteriye çay, kahve içer misin diye sorarım; ama fazla ilgilenmem. Onların üzerinde baskı kurmak gibi olur çünkü. Pazarlamacı değilim ben satış yapamam. Ben caz dinlemem. Bana caz albümü sorana “Hayır tavsiye veremem” diyorum; çünkü caz dinlemiyorum. Sadece bildiğim konuda tavsiye veririm. Ben zaten ticareti sevmiyorum. 1994 yılına kadar hep müzik dinledim, ticari tarafına girmedim.  Arkadaşlarıma plak veriyordum, onlardan plak alıyordum, müzik dinliyorduk yani. Böyle bir komünist düzenimiz vardı. Şimdi müşteri geliyor plağı burada görüyor “A bu eskimiş, yazık nasıl bakmışlar bunlara” diyor. Neye yazık kardeşim,  insanlar dinlesin diye var o plak, tabii ki eskiyecek. İlerde değerlenecek diye bir şey yok. Sokarım parasına, para neymiş. Biz müzik dinliyorduk. Şimdi millet plak alıyor, kimseye dinletmiyor, ticaretini yapıyor neymiş değerlenecekmiş. Kitap mesela. Alacaksın kitabı sen okuyacaksın, parası olmayan arkadaşına vereceksin herkes okuyacak. Kitap eskiyecek. Plaktır, kitaptır süs malzemesi değildir, takı değildir.

1967-1975

Ben Rock ve Heavy Metal dinlerim. Caz dinlemem,  Blues’u da Rock kefesine koyarım. Bu aralar  Cadavar ve Ringo Jets dinliyorum. Blues Mlues diye bir Türk grubu var. Onu dinliyorum. Her akşam çalsınlar her akşam dinlemeye giderim. Ve 67-75 arası alman, ingiliz, amerikan gruplarını halen dinliyorum; çünkü dinlemediğim epey albüm var. Ama eski rockçıların yaptıkları yeni albümlere önyargılı bakıyorum. Çoğunu dinlemeden es geçiyorum. Mesela David Gilmour’ın son albümü hiç dinlemedim, merak da etmiyorum. Pink Floyd’u dinledim, bir kere dinledim bir daha da dinlemedim. Zaten çıktığı zaman biraz satıldı sonra hiç satılmadı.

Apaçi Ayhan

Kızılderililere olan hayranlığım resimli romanlardan Teksas ve Tommiks’le başladı.  En çok apaçilerin severim, Apaçi Ayhan adı da oradan kaldı.  Kızılderililer hep kötü tanıtılıyordu ama ben onların  iyi olduklarını ve esas kötünün medeniyet ve beyazlar olduğunu biliyordum. Amerikan Kızılderililerinin özgürlük sembolü Ceronimo’dur, o da Apaçi’dir. En son o teslim olur. Halkı işkence görmesin, acı çekmesin diye teslim olur.  2006 yılının 20 Mart’ında buradan ayrılmıştım. Cenk’in dükkanına Pena’ya gitmiştim.  Cenk dedi ki “Abi keşke iki saat önce gelseydin, Chuck Billy buradaydı”. Adam ben Pena’dayken Akmar’a gelip bütün dükkanları gezmiş. Testament konserine gidip adamı gördüm ama seyirci olarak.  Bir Kızılderili görmemiştim doğru dürüst bir Kızılderili görmüş olurdum; ama olmadı.

Bütün cinayetler şeytanidir

70’li yıllarda Nazım Hikmet kitabını alıyordun ama okuman yasaktı. “1402’ye muhalefet” diye bir yasa vardı. Beni ondan dolayı gözaltına almışlardı, yasak yayın okuduğum için. Şu an 1402 var mı? Yok. Her şey serbest, yasak yayın diye bir şey yok. O çocuklar o zaman fanzin çıkartıyorlar diye satanizmle ilişkilendirdiler.  O dönem, o fanzinlerde onların telefonu, adresi vardı. Her şey oldukça açıktı ama öküz altında buzağı aradılar. Ama deprem sonrası devletin dikkati başka yöne çekmek istemesi gündemi başka yöne çevirdi. Üç kişinin işlediği bir cinayet yüzünden gündem değişti. Bütün cinayetler şeytanidir. Evine girip bilezik için insan öldürüyorlar. Kuyumcular mı suçlu bu işten şimdi?

S.ktir git

Akmar’da Nigthfall’a dükkanda imza günü yapmıştık. İçerisi tıka basa doluydu. İnsanlar şikayet etmişti. Millet o zaman konsere açtı. Şimdi Anathema geliyor insanlar “Yine mi geliyor” diyorlar. Sanane lan, tabii gelecek. Kapalı gişe konserler veriyor adamlar. Buna uyuz oluyorum. Gitmiyorsan s.ktir git, gitme konsere.

Ali Mert Alan